top of page
Writer's pictureeylül

Yeraltı Edebiyatının Sinemaya Katkıları

 

Yıllar boyunca izleyip çok sevdiğimiz filmlerin birçoğunun kitap uyarlaması olduğunu biliyoruz. Orijinal senaryoların yanında gişe başarısı kazanmış filmler arasında edebiyattan esinlendiği gerçeği ortada. Fakat bildiğimiz bütün kitapların yanında bizi en çok etkileyen filmler hep Yeraltı Edebiyatı adı verdiğimiz edebi kalıpları hiçe sayan bir türden doğdu.



Yeraltı Edebiyatı, genel olarak sert, aykırı ve eleştirel olarak tanımlanır. Bu yüzden de okunması zor ve alışılmışın dışında yazılmışlardır. Ne kadar sürükleyici olabileceklerini ise film versiyonları ile net bir şekilde görebiliyoruz.

Hayatı boyunca Fight Club (Dövüş Kulübü) ismini duymayan yoktur. Neredeyse herkesin izlediği bu karanlık, etkileyici film aslında Chuck Palahniuk isimli yazarın kitaplarından biridir.

Kitapla filmin sonu farklı olduğu gibi ikisi de Tyler Durden isimli baş karakterin psikolojik rahatsızlığından ve düzene baş kaldırışından bahsetmekte. Birçok insan filmin kitap uyarlaması olduğundan bihaber olsa da aslında romanın çok ilginç bir yazılış hikâyesi var. Palahniuk, ikinci yazdığı Invisible Monsters (Görünmez Canavarlar) isimli romanı yayıncısına götürdüğünde yayıncısı, romanı “çok karanlık” bahanesi ile basmayı reddetmiş. Hikâyesinin ne kadar iyi olduğunun farkında olan Palahniuk ne kadar çabaladıysa da olmamış ve bu duruma çok sinirlenmiş. Görünmez Canavarlar’dan daha karanlık bir hikâye yazmaya karar veren yazar, Dövüş Kulübü’nü yazmış. Gerilimi ve şüpheyi hat safhada yaşatan bu kitap, her ne kadar yayıncının kriterlerine uymasa da okuyan herkesi büyülemesi ile basılmış ve hepimizin bildiği üzere 1999 yılında David Fincher yönetimi ile filme uyarlanmıştır. Yazdığı en “karanlık” kitabın insanları bu kadar etkilemesinden cesaret alan Palahniuk, Dövüş Kulübü’nden daha iyi olduğunu düşündüğü Görünmez Canavarlar romanını da bastırdı.


Chuck Palahniuk’un sinemayla etkileyici geçmişinin yanında özel olarak bahsetmek istediğim bir kitap uyarlaması daha var: Requiem For a Dream (Bir Rüya İçin Ağıt). Kitap, 1978 yılında Hubert Selby Jr. Tarafından yayınlandı. Okuması çok zor olan kitap, ünlü yönetmen Darren Aronofsky tarafından keşfedilince filme uyarlanılmasına karar verildi. Psikolojik gerilim türünde filmlere düşkün olan Aronofsky, Jared Leto, Ellen Burstyn ve Jennifer Connely gibi bilindik isimleri de ekibe katınca ortaya inanılmaz bir film çıkmış. Hikâye, uyuşturucu bağımlılığı üzerinden bir çok rahatsızlığa değiniyor. Rahatsız edici sahnelerin, rahatsız edici olması ise gerçekçiliklerinden kaynaklı. Amerikan Rüyası adı verilen uyuşturucu bağımlılığı seviyesini çok güzel yansıtıyor.

Bahsettiğimiz örneklerde olduğu gibi bu gerici özelliklere sahip eserler, sinemada psikolojik gerilim dalında sıkça kullanılıyor ve gayet de başarılı oluyor. Okumayı reddettiğimiz, okurken zorlandığımız kitapların aslında ne kadar akıcı olduğunu bu sayede görebiliyoruz. Elbette her film kitabına %100 uygun olmaz. Ama bu sayede görüyoruz ki bu rağbet görmeyen Yeraltı Edebiyatı’nın aslında küçümsenecek bir yanı yok.

 

Comments


bottom of page