top of page
aysesahiin

Yeni Akım “Sessiz İstifa” (Quiet Quitting)


 


Covid-19 kapsamında ilan edilen pandemi süreci bütün ülkeleri hızlı bir şekilde etkisi altına aldı. Sağlığımızla birlikte birçok konuda tehdit altında hissettik. Alıştığımız yaşam tarzının çok dışında bir hayata alışma süreci geçirdik. İş sektörü de bunlardan biri. Yüz yüze toplantıların yerini Zoom toplantıları, uzaktan çalışma aldı ya da uzun bir süre ara verme gibi durumlarla karşı karşıya kalındı. Bu durum aynı zamanda esnek çalışma saatleri, bireysel özgürlük, özel işlere vakit ayırmak gibi birçok avantajı da beraberinde getirdi. Bu da bize bir işi teslim etmek ya da başarılı olmak için eski usul çalışma sistemine çok da gerek olmadığını gösterdi. Yavaş yavaş normal hayata geri döndüğümüz dönemlerde ise Amerikalı bir TikTok kullanıcısının çektiği video tüm dünyada viral haline geldi. Alt metni, "İşiniz hayatınız değil." olan bu video birçok insana ilham kaynağı oldu. Aslında yıllardır süregelen bir alışkanlık yeni bir isim kazanmış oldu. Peki, tüm ülkeyi etkisi altına alan “sessiz istifa” neymiş gelin bir bakalım.



İsmine baktığımız zaman sessizce istifa etmek gibi görünse de aslında bundan biraz daha farklı. Kovulmayacak kadar iş yapmak olan bu duruma, yapılması gerekenden fazlasını yapmamak, daha fazla iş yükü almayı reddetmek denebilir. Fark yaratmak ya da beklentinin ötesinde bir başarı göstermek bu tanıma uymuyor. Özel hayatı korumak temel ilkelerinden biri. Peki, bir videonun bu kadar insana hitap etmesi ve herkesin iş hayatına bu akımı yansıtmasının nedenlerine gelin bir göz atalım.


Pandemide patlak veren ekonomik sebepler yüzünden daha az kişi çalıştırıp daha çok iş verimi bekleyen işverenler ve neredeyse her alana yetmesi beklenen çalışanları listenin başına rahatlıkla koyabiliriz. Özellikle pandemi döneminde esnek çalışma saatlerine alışmış ve çalışmanın farklı yöntemleri de olabileceğini keşfeden kesim, “sessiz istifa” modelini uygulamaya başladı. Tabii sebepleri sadece bunlarla da sınırlı değil. Düşük maaşlar da bu akıma geçmesi için çalışanları iten etkenlerden biri. Kazandıklarının harcamalarına yetmediğini düşünen kesim efor harcamayı saçma buluyor ve iş yerindeki sınırlarını çiziyor. Ailesine ve sosyal hayatına vakit ayırmak isteyen kesim de bu akımı takip etmekte bir sakınca görmüyor.

Bu da aslında bizi şu kapıya çıkarıyor: İnsanlar değer görmek istiyor. Ek olarak başka pek çok fırsatları olduğunu bilmek ve 9 – 5 çalışma saatlerinin sürdürülebileceğinin değiştiğini görmek de işlerin seyrini değiştiriyor. Eğer yöneticiler çalışanları ile nasıl bağ kuracağını önemsemez ve isteklerine sessiz kalmaya devam ederse bu yeni akımın örneklerini daha çok görmeye devam edeceğiz gibi.

 

Comments


bottom of page