‘’Yağmur hasadı’’ aslında böyle ifade edilince ne kadar kulağa garip gelse de geçmişten günümüze insanlık yağmur suyunu hasat ederek kullanmıştır. Yöntemler zaman içerisinde değişse de toplumlar yaşadıkları coğrafi bölgenin özellikleri ile uyumlu bir şekilde yağmur suyunu biriktirip depolamayı ve kullanmayı öğrenmişlerdir. Böylelikle Dünyamızın ilk oluşumundan günümüze yağan yağmurlar yaşamın devam etmesini sağlamıştır.
Geçmişte yağmur suları göl, nehir ve dereler gibi doğal birikintilerden kullanılmakta ve depolanmaktaydı hatta şehirler su kaynaklarına yakın kurulmaktaydı fakat zamanla insanlığın gelişim, teknoloji ve mühendisliğin katkısıyla kaynağında bulunan suyu uzun su kemerleriyle istenilen yerlere taşıyarak kullanım yaygınlaşmıştır. Yağmur hasadı denilen akan yağmurun depolanıp daha sonra kullanılması yöntemine ilk kez Mısır Dönemi'nde rastlanmıştır. Ebatları 200 ton ile 2000 ton arasında değişen çok sayıda depolama tankı bulunmuştur. Bu tankların bir kısmı günümüzde halen kullanılmaktadır. Bununla birlikte sarnıç yöntemiyle yer altında depolanma veya basit usulde barajlarda depolanma yöntemi geliştirilmiştir. Başta Roma İmparatorluğu olmak üzere uzun süre birçok medeniyet suyu bu şekilde kullanabilmiştir. Son birkaç yüzyıldır ise bilindiği üzere yağmur suları şehirlere belirli uzaklıkta uygun coğrafyada belirlenen nehirler veya su havzaları üzerinde inşa edilen modern barajlarda depolanmakta ve filtre edilerek evlerimizde kullanılabilmektedir.
Zararlı gazlardan etkilenerek oldukça yara alan gezegenimizde, küresel ısınma neticesinde artan sıcaklık ve yavaş yavaş ortaya çıkardığı kuraklık ile suyun önemi birçok toplumda daha da artmış ve hükümetler suyun bilinçli kullanılmasıyla ilgili birçok panel, toplantı, kamu spotu vb. düzenlemişlerdir. Buradaki amaç kişileri bilinçli su kullanımı konusunda dikkatli olmalarını sağlamak olmuştur. Suyun gün geçtikçe insanlık için artan önemi toplumları yağmurlardan bir şekilde daha fazla faydalanmaya itmiştir. Ortaya çıkan farklı projelerden en dikkat çekeni ise bütün kamusal alanlarda gerekli düzeni sağlayarak yağmur suyunun boşa akmasını engellemek ve kurulan yapay bir depolama alanında depolayarak daha sonra depolanan suyun kullanılmasını sağlamaktır. Ayrıca bununla birlikte yine evlerin çatısına akan yağmur sularını başarılı bir tahliye yöntemi ile belirlenen bir yerde depolayarak elde edilen yağmur suyunu kullanıma kazandırmaktır. Günümüzde yavaş yavaş rağbet görmeye başlayan yağmur suyunun hasat edilmesi yöntemi ile hem fazla su kullanımı engellenmiş hem de su için ödenen faturalardan tasarruf edilmiş olmaktadır.
Tarihi ile oldukça eski bir şehir olan İstanbul’da geçmişte su sıkıntıları çok kez yaşanmıştır. Bu sebeptendir ki çeşitli su yolları yapılmış bunun yanı sıra geleneksel birçok sarnıç örneği barındırmaktadır. Bu sarnıçlardan en meşhurları 336 sütun sayısı ile Yerebatan Sarnıcı, 224 sütun sayısı ile Binbirdirek Sarnıcıdır.
Comentários