top of page

YAPAY ZEKA İLE ÇABASIZ ALIŞVERİŞ

 

Amerika’da başlayan ve tüm dünyayı saran ekonomik krizin etkileri başta Avrupa olmak üzere tüm dünya genelinde devam ediyor. Özellikle üreticiler üzerindeki maliyet baskısı ve perakende sektörüne yansıması tüketimi de derinden etkiliyor. Ayrıca tüm bunların yanı sıra gelişen teknoloji hem üretim hem de tüketim alışkanlıklarımızı değiştiriyor. Yüksek üretim giderlerine Endüstri 4.0 ile birlikte üretim dünyamıza giren otomasyon sistemleri ve akıllı makinelerle robotlar büyük ölçüde çare olacakmış gibi görünmektedir. Tüm dünya bu kadar hızlı değişirken alışveriş alışkanlıklarımızın da değişmesi elbette kaçınılmaz.


Bu değişim en derinden alışveriş merkezlerini etkilemeye başladı bile. Geçtiğimiz yıl Avrupa topluluğunda e-alışverişteki artış çift haneli rakamlara ulaşırken mağazalardan yapılan alışverişte ise düşüş göründü. Bu değişimi yönlendiren en büyük etken ise tahmin edeceğiniz üzere bilgi teknolojileri. Türkiye’de de durum çok farklı görünmüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, e-ticaret pazarının büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 35 artış gösterdi.


E-ticaretin hızla yaygınlaşmasıyla birlikte eskiden gidip birer birer seçip aldığımız ürünler artık jet hızıyla gözümüzün önünden geçiyor, seçimlerimiz tek tıkla sepetimize giriyor ve hızlıca kapımıza geliyor. Sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiğimiz alışverişlerde ise yine yüksek oranda görsellik, yaratıcı video içerikler, kararsız kaldığımızda diğer tüketicilerin değerlendirmeleri ile son derece hareketli bir akışın içinde yol alıyor zihnimiz.


Peki, bunun nedeni nedir? ve ne tür gelişmeleri beraberinde getirmektedir? İlk olarak e-ticaret alıcılara mekandan ve zamandan özgürlük getirerek günün her saati her yerde alışveriş yapma imkanı sağlıyor. Artık koltukta televizyonunuzun önünde uzanırken aradığınız bir pantolonu 2 dakika içinde sepetinize ekleyip satın alma şansınız var. Geliştirilen uygulamalar ile internet alışverişinin her geçen gün daha güvenli olması ve beğenmediğimiz takdirde bir kargoyla sorgusuz sualsiz geri iade edebilme şansımız da internetten alışverişi cazip hale getiriyor. Diğer bir yandan ise büyük şehirler dışında yaşayan geniş kitlelerin şehirlerindeki mağazalarda bulamadıkları markaları ve ürünleri kolaylıkla temin edebilmeleri. Özellikle bir ürün almadan uzun araştırmada bulunan kadınlar için e-alışveriş aynı zamanda mağaza gezmek gibi bir hobi oldu. Bir ayakkabı için günde en fazla birkaç mağaza dolaşabilirken, internet sayesine çok sayıda mağazayı çok kısa zamanda gezebiliyor, ürünleri ve fiyatlarını karşılaştırabiliyorsunuz.


Teknolojiyle birlikte satın alma alışkanlıkları da değişiyor. Alışverişçiler artık kendini daha iyi tanıyan ve ona özel ürünler sunan markaları tercih ediyor. Markalar; yapay zeka, mağaza içi analiz, oyunlaştırılmış alışveriş, kiosk'lar ve sesli komutlarla tüketiciye daha yakın olacaklar.


Yeni nesil araştırma ve perakende analitiği kurumu REM People CEO’su Bülent Peker,

“Tüketiciler artık deneyim arıyor. Bunu yaparken teknolojiden faydalanıyor. Markalar da geleceğe şimdiden yatırım yapmaya başladı. Artık mağazalar ve online alışveriş dünyasında eğlence ile alışveriş birleşecek.”

diyor. REM People’a göre geleceğin en önemli 5 perakende teknolojisi şöyle olacak:


Yapay Zeka

Yapay zeka sayesinde şirketler, alışveriş deneyimini tüketiciler için çok daha verimli hale getirmeye çalışırken maliyetleri de azaltıyor. Perakende şirketleri, mağazalara ekranlar ve dokunmatik paneller yerleştirerek müşterilerin bir ürünü bulmasına, sorularına yanıt almasına, ilham verici içerikler ile onlar için seçilmiş çapraz satış seçenekleri almasına yardımcı olacaklar.


Mağaza İçi Analizler

Mağaza içi analizlerle perakendeciler tüketicilerin mağazada nasıl davrandığını görebiliyor. Böylece markalar vitrinlerini ve raflarını tüketiciye göre şekillendiriyor.


Kiosk'lar

Tüketiciler fiziksel mağazada kendilerine, “Neden mağazada özel ilgi görmüyorum?” diye soruyor. Bu sorun kiosk'larla çözülecek. Kiosk'larla yıllardır e-ticarette uygulandığı gibi sistem satın alma geçmişinizi kontrol edecek ve verilerinize dayalı olarak size kişiselleştirilmiş öneriler sunulacak.


Oyunlaştırma

Müşterileri hem online hem de fiziksel mağazaya çekecek olan bu uygulama özellikle Z kuşağı için en önemli yöntemlerden biri olacak. Oyunlaştırma, tüketicinin perakende deneyimini zenginleştirecek ve daha eğlenceli hale getirebilecek. Oyun hedefini tamamlayan kişi hem keyif alacak hem de kazanma hissini yaşayacak. Araştırmalara göre, gelecek 5 yıl içinde 10 perakendeciden neredeyse dokuzu bu tekniği kullanacak.


Sesli Komut

Milenyum kuşağının sesli komutla çalışan ürünlere gösterdiği ilgi dikkat çekiyor. Müşterilerin ses tonunu analiz ederek çalışan sistemlerle müşterilerin duyguları anlaşılabiliyor. Sesli ticaretin alışveriş dünyasını en erken değiştiren sistemlerden biri olması bekleniyor.


Peki ya markaya dair algısal bütünlüğün oluşması açısından son derece önemli olan dinamik bir mağaza tasarımı nasıl olmalıdır?


Mağaza içi deneyimi artırmada teknolojik yöntemler büyük katkı sağlıyor. İngiltere’nin perakende markası Farfetchin “geleceğin mağazası” olarak tanımlanan konsepti, mağaza içi deneyimi zenginleştirmek ve kişiselleştirmek için müşterilerin online datasından faydalanıyor.


Farfetch, lüks markaların buluştuğu bir e-ticaret platformu ve müşteri deneyimine dair yaptıkları inovasyonlar ile “The Retailer of the Future ” (geleceğin perakendecisi) olarak tanımlanıyor. Buna ilaveten teknoloji ve modayı mağaza deneyiminde buluşturuyor. Markanın “artırılmış perakende çözümleri”, bağlantılı giysi rafları, dokunmatik aynalar ve online verilerin fiziksel mağaza da kullanılmasını içeriyor. Müşterilerin geçmiş alışverişlerinin ve talep listelerinin görüntülenmesi mağaza içindeki personele de müşteri hakkında iç görü kazanmasını sağlıyor. Akıllı aynalar sayesinde farklı beden, alternatif ürün talebi yapılabiliyor veya kabinden ayrılmadan ödeme işlemi gerçekleştirilebiliyor. Bu noktada moda koleksiyonlarında duyduğumuz “çabasız şıklık” kavramını “çabasız alışveriş” olarak yorumlayan Farfetch, butik alışverişinin ve online alışverişin hız ve kolaylık anlamında en iyi yönlerini bir araya getirerek kişiselleştirilmiş deneyim sunuyor.


  • Dünyanın en hızlı büyüyen güzellik markası Huda Beauty, yeni far paleti Mercury Retrograde’i tanıtmak için Londra’da Covent Garden’daki mağazasının önünde yarattığı bilimkurgu temalı “Kozmik deneyim” alanı son derece ilgi çekmişti.


  • Nike ise New York’ta açtığı devasa büyüklükte mağazasında mini bir basketbol sahasına ve farklı lokasyonlarda koşuların simülasyonunu gösteren koşu bantlarına yer vermişti.


  • Balenciaganın Epic Games ile gerçekleştirdiği iş birliği ile Fortnite’ın oyun içi sanal kıyafet alınacak bir Balenciaga mağazası olan “Strange Times” tasarlanmış. Oyun karakterleri Doggo, Ramirez, Knight ve Banshee için markanın koleksiyonlarından ilham alan giysiler tasarlanmış. Aynı zamanda bu deneyim markanın fiziksel mağazalarında da reklam panoları ve çeşitli dijital içeriklere yer verilerek yaratıldı. Markanın Epic Games ile iş birliği ise öncesinde Sonbahar 2021 koleksiyonlarının piyasaya çıkışında Unreal Engine platformu kullanarak inşa edilen ilk video oyunları Afterworld ile başlamıştı.


  • Diğer yandan Drest, dünyanın ilk interaktif lüks styling oyunu. Burada kullanıcılar avatar olarak kendi ölçülerinde bir karakter belirleyebilecekleri gibi ünlü modellerin avatarları üzerinde de istedikleri kıyafetleri kombinliyor ve puan topluyorlar. Daha sonra bu puanlar ile Farfetch uygulamasında yer alan markalardan alışveriş yapabiliyorlar. Moda ve oyun sektörünün daha önceki yıllarda bundan farklı iş birlikleri olmuştu. 2019 yılında The Sims Moschino ile, 2012 yılında da DKNY, Facebook oyunu üzerinden DKNY giysilerinin kazanıldığı projeler gerçekleştirmişlerdi.

 

Comments


bottom of page