top of page

TİYATRONUN ÖNEMİ VE DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ


Tiyatro; birey ve toplum arasındaki bağın sahnede yansıtılmasıyla oluşturulan tıpkı bir ayna görevi göstererek, insanın kendisini tanıma ve sorgulama imkanı sunar. Ayrıca temel değerlerimizi, kültürel zenginliklerimizi de koruyup çağlar boyunca onları aktarma şansımızın olduğu bir sanat dalıdır.

Çağdaş Tiyatro tarihi çok eski zamanlarda bağ bozumu tanrısı Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır.

Geleneksel Türk tiyatrosu ise Karagöz-Hacivat, Meddah, Orta oyunu ve kukla gibi çeşitli kollarıyla ortaya çıkmış ve günümüze kadar gelmiştir.

Bir yaşam bilimi ve toplum sanatı olan tiyatro, halkın önüne bir sonuç olarak çıkar. Sonuç dışında aslında araçta olur diyebiliriz.

Bir oyuncu için eğitsel olan tiyatroda öğrenilen şeylerin başında; dayanışma gelir. Dayanışmayı öğretir, sorumluluk duygusunu aşılar, kişiliği geliştirir, düşünerek ve yorum yaparak okumayı öğretir, topluluk önünde konuşmayı ve daha bir çok şeyi öğretir. İzleyicilere ise; toplum duyarlılığını artırır, düşünce özgürlüğünü öğretir ve insanın kendini tanımasını sağlar diyebiliriz.

Mustafa Kemal Atatürk, "Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Bir millet sanata ehemmiyet vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur."der.

Kısacası sanat, insan hayatında değerli ve önemlidir.

1961'de Dünya Tiyatrolar günü, Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından kurulmuş olup, her yıl 27 Mart günü dünya çapında kutlanmaktadır.

Bu vesileyle de kadife perdenin ardında heyecan içinde seyircisini bekleyen değerli tiyatro sanatçılarımızın ve kendini sanata adamış tüm sanatseverlerimizin, dekorundan ışığına, kostümünden müziğine, sahne önü ve arkasında görevli tüm tiyatro çalışanlarımızın Dünya Tiyatrolar Günü'nü kutluyor ve biz sanatseverlerin asla sanatsız kalmamalarını temenni ediyorum.

M.Kemal Atatürk'ün dediği gibi; "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."

Sanatsız kalmamak dileğiyle...


留言


bottom of page