Hayatım boyunca göremediğim kadar çok insan gördüm bugün. En şık giyinenin zalim olduğunu, parası olmayanın sırf hak geçmesin diye cebindekini vermekten çekinmediğini, en çok susanın çok konuşmak istediğini, çok yalnız olan birisinin paradan başka harcayacak bir şeyinin kalmadığını gördüm. Ama kimsenin gözündeki o temiz ışığa şahit olmadım. Görmekten mi korktun derseniz, bilmiyorum. İnsanın hayatında sadece tek bir şeyinin temiz kalmasının ne demek olduğunu bilemezsiniz. Hani böyle tüm masayı temizlersiniz sadece vazonun altı temiz kalır ya öyle işte. Toz gelir, yel eser dal kırılır. Tüm kötülükler gün yüzüne çıkar. Dünya durur, tüm sırt sırta verilen dostluklar yıkılır. Ama ne benim o tek ışığım söner ne de o vazonun altı kirlenir. Ve ben o tek ışığıma sesleniyorum, sırtımı yaslayabileceğim başka bir dünyam yok benim. Çok erken saatte kalkıp bir şeyleri konuşmak için gidebileceğim bir kapımda yok senden başka. Sen gidersen tüm şiir kitapları kapanır biliyorsun. Sen gidersen tüm arsızlar bağırır sokaklarda. Sen gidersen siyahlık çöker ümitlerime. Evet yaşarım belki bir deli hastanesinde ya da en ücra köşelerde. Evet nefeste alırım belki. Ama soluduğum hava haram bana. Biliyorum haksızlığın egemen olduğunu bu dünyada tüm kötülüklerin vebalini taşıyorsun omzunda. Ama gidersen bende birisinin omzuna yük olurum. Yarımdan az bir kimsesiz gibi kalırım ortada. Eli olmayan bir yazara dönüşürüm. Varlığın bir insanı kurtarmaya yetiyorken yokluğunla konuşmaya muhtaç bırakma beni. Çünkü ben bu dünyanın tüm iyiliklerinin toplamı kadar çok seviyorum seni.
top of page
bottom of page
Commentaires