Günümüzde özellikle kadınların vazgeçilmez aksesuarları arasında yer alan takı ve mücevherin öyküsü insanlık tarihi kadar eskilere dayanmaktadır. Genellikle kadınlar tarafından daha zarif görünmek amacıyla kullanılan takılar, kişinin bulunduğu sosyal statüsünü ve kimliğini temsil etmesinin yanı sıra değişik işlevleri bulunmaktaydı.
Süslenme, süs ve takı kullanma; ilk çağlarda bir inanca dayalı olarak veya süslenme gereksinimi nedeniyle ortaya çıkmış ve gelenekselleşerek günümüze kadar gelmiştir. Küçük topluluklar halinde yaşayan kabilelerin kendi örf, adet, görenekleri doğrultusunda yaşadıkları coğrafi çevreden temin edebildikleri doğal malzemelerle tasarladıkları takılar geleneklerle de bütünleşip, sembolik anlamlar yüklenerek günümüze ulaşmışlardır. Taş, metal, ağaç, kemik, kumaş, cam gibi temel maddelerin yanı sıra, artık malzemelerden de elde edilen birçok takı güçlü bir kültürel birikimin geçmişten günümüze yansıyan örnekleridir.
Paleolitik çağda henüz toplayıcılık ve avcılık ile geçinen, gelişmiş beyni ve yüksek el becerileri sayesinde avlanabileceği eşyalar üretmeye başlayan insan, taştan bıçaklar, baltalar, mızrak uçları ve oklar üretmeye başladı. Yaklaşık olan M.Ö 75.000 yıl önce, topladıkları kemiklerden ve deniz kabuklularından kendilerine kolyeler yapmaları, on binlerce yıl boyunca devam edecek bir geleneğin ilk adamı oldu. Diğer canlılara göre çok daha yüksek el becerisine ve bilişsel kapasiteye sahip olan homosapiens ve neandertallerin topladıkları kemik ve deniz kabukları ile başlayan bu süreç, bugün altın baskı yapabilen üç boyutlu yazıcılar (3D printers) ile gelişimine devam etmektedir.
Takının doğuşu insan oğlunun ilk zamanlarda kendilerini gizli güçlerden, kem gözlerden koruma çabası, uğur, tılsım ve büyüye olan inançları nedeniyle takılan nesneler olsa da zamanla takıların bedeni daha güzel ve etkileyici gösterdiğini keşfeden insanoğlu takıları imtiyaz göstergesi, zenginlik belirtisi olarak kullanmıştır. Bunu çok daha ileriye götüren Mısır Firavunları öldüklerinde en değerli takı ve ziynet eşyaları ile birlikte mezara konulduğu görüldü. Başka uygarlıklarda da sıkça görülen bu durum insanların öldükten sonra bile takı takmaktan geri kalmayacağı inancının kanıtı gibi.
Kolye, taç, bilezik, iğne, kemer, yüzük, küpe, halhal gibi takılar Mezopotamya, Mısır, Etrüsk ve Helen krallarının ve toplumda hâkim olan sınıfların kendilerini gösterebilmek amacıyla taktıkları birer simge olmuştur. Aynı zamanda takılar din ve devlet gücünün bir göstergesidir. İnsanoğlunun tarih boyunca duyduğu takı ihtiyacı kuyumculuk mesleğinin doğmasına yol açmıştır.
Kuyumculuk; değerli- değersiz–metal olmayan hammaddeleri işlemek suretiyle sanat eseri yapmaya yönelik faaliyetlerin tümüne denir. Kuyumculuğun tarihi, M.Ö. 4000 yıla kadar tarihlenmektedir. Bunu belgeleyen kolye, küpe, bilezik halhal gibi örnekler Anadolu’da, Trakya’da ve Mezopotamya’da çokça bulunmuştur. Kuyumculukta kullanılan ana malzemeler altın ve gümüş gibi metaller akla gelse de, tarih boyunca değerli ve yarı değerli doğal taşlar (Zümrüt, yakut, akik, necef, kuarz, amestis, cam, ve kristal boncuklar ) ile organik taşlar (kehribar, inci ,mercan vs.) takının ana malzemeleri olmuştur. Modern çağın imkanları tabiatta çok nadir bulunan bu doğal malzemelerin taklitlerini yapmaya imkan sağlayınca bu kez yapay taşlar, ve metaller ile plastik boncuklu imitasyon takıların yapılması ile insan oğlunun takı merakı yeni bir boyut kazanmıştır. Adına bijuteri denilen ucu bucağı olmayan bir takı tasarım sanatının doğması aslında teknolojinin takı meraklılarına verdiği bir mükafat olmuştur.
İnsanoğlu musibetlerden ve belalardan korunma amacı ile de birçok takı çeşidi kullanmıştır ve günümüzde de kullanmaya devam etmektedir. İlkel kabilelerde kullanılan hayvan figürleri şeklinde takılar kötü ruhlardan korunma amacını güder. Müslüman 14 toplumlarda kolye şeklinde takılan “Ayet el Kursi” de insanların kaza bela ve kötülüklerden korunma ihtiyacını gidermeye yönelik bir araçtır.
Tarih boyunca insanlar edindikleri bilgi ve tecrübe birikimlerini, yaratıcılık, ustalık, sabır ile birleştirerek bugün bile hayranlıkla izlediğimiz taşlar, asalar, semboller, takılar, değerli metallerden heykelcikler vs. yapmışlardır. Bu sanat eserleri çağlar boyu onları üreten toplumların, dinsel ve estetik değerlerini yansıtmışlardır.
Aradan geçen yüzlerce yıl takı sanatında da büyük değişimlere yol açtı. 1900 yılında Paris'te düzenlenen Uluslararası sergide René Lalique'in standı, mücevher tutkunlarının ve uzmanların büyük ilgisine sahne oldu. Lalique'in Art Nouveau tarzında tasarladığı mücevherler takı sanatında bir çığır açtı. O'nu izleyen çağdaşları, Georges Fouquet ve Lucien Gaillard günümüz modern takı sanatının temellerini attılar. Artık ressam ve endüstri tasarımcıları da takı sanatının içine girmiş , çeşitli teknikler, alışılmadık malzemeler kullanılarak simgesel motifler yaratılmaya başlanmıştır. René Lalique'in küçüklüğünden beri çizdiği desenlerde doğadan esinlenmesi bu yeni akımın ana belirleyeni olmuştur. Takıda Lalique ile birlikte kompozisyon öne çıkar, taş ve maden yerini kompozisyona bırakır.
Günümüzde takı imalâtı büyük bir sanayiye dönüşmüştür. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık değerli taş ve madenler çok daha saf hale getiriliyor ve çok ileri tekniklerle işleniyor. Altın, değerli taşlar, gümüş ve yarı değerli taşlar kullanılarak ve hatta ahşap ve deri gibi değişik malzemelere de yer verilerek hazırlanan takılar insanoğlunun evrensel süsü olmayı sürdürüyor.
Yine dokuma tekniği kullanarak boncuk tezgâhlarında yapılan kolyeler, makrame tekniği (düğüm) kullanarak yapılan kolye ve bileklikler günümüz takısında önemli bir yer teşkil eder.
‘Birçok takı sanatçısı farklı renkteki metallerle mine, fotoğraf, plastik, kâğıt, boya, tüy, çakıl taşı, böcek gibi doğal ve doğal olmayan malzemeleri rengi, biçimi formu elde etmek amacıyla kullanmışlardır. Böylece doğadaki nesnelerden bağımsız soyut formlarla duygularını takılara yansıtmışlardır’
Takı yapımında sınırsız malzeme olanağından dolayı takıda belli ayrımlara gidilmiştir. Metal takılar, plastik takılar, sentetik takılar, organik takılar, keçe 16 takılar, boncuk takılar, oyalardan takılar, seramik takılar, işlenerek yapılan takılar vb. şeklinde örneklendirilebilir. Burada ki ayrım takıda kullanılan malzeme baz alınarak yapılmıştır.
Comments