top of page

Sosyal Medya Paylaşımlarımız ve Kişiliğimiz

Bir insanın karakterini anlamak istiyorsanız onun okuduğu ve güldüğü şeylere bakın.

J. K. Banos

Kişiliği anlamaya çalışmak kadar boşluk hissettiğimiz alanların keşfi de oldukça önemli geliyor bana. Siz okuyucularımın da tahmin edebileceği gibi, içimizdeki boşluklar büyük problemler yaratabiliyor. Özellikle de oraları yanlış ya da yararsız şeylerle doldurduğumuz zaman. Yokluğunu hissettiğimiz herhangi bir konuda henüz yeterli olgunluğa erişemediysek, örneğin sevgi görmediysek, en ufak sevgi kırıntısı olabilecek herhangi bir yere yanlış da olsa saplanıp kalabiliyoruz. Doyurulmamış duygularla nasıl baş edeceğimizi bilemiyoruz. Hangi konuda zayıf ve yetersiz hissettiğimizi fark etmek ise gerçekten iyi bir başlangıç olabilir. Baştaki alıntıya bir ekleme yapmak istersek şunu diyebilirim ki; insanların ya da kendimizin karakterindeki zayıflıkları anlamak istiyorsak, sosyal medyada neyin ön plana çıkarılmak istendiğine bakın!

Hem kendinize hem de başkalarına bakın diyorum çünkü birini eleştirmek çok kolay ancak anlamak daha zor ve kıymetli. Niçin zor derseniz: başkalarının hayatlarında gezinirken kendi duygularımızı yönetemiyoruz ki başkasının duygusunu görelim, derim… Açık olmak gerekirse sürekli kendi yetersizlikleriyle boğuşan, kıyas yapan, memnun olamayan bir psikoloji hakim çoğu sosyal medya bağımlısına. Tabii aynı zamanda “yarışırcasına” yaşadığını göstermek için yaşayan bir sürü kullanıcı var. Dileğim o ki; önce kendi duygularımızı anlayalım, sonra da bir başkasına el uzatabilecek dengede olalım. Bu denklemi çözmek için de mini bir formülle geldim sanırım. Gizli el kitabımız sosyal medya! Hadi biraz karıştıralım:

İlk olarak dikkatinizi çeken bir paylaşımı gördüğünüzde önce kendi içinize şöyle bir bakın, kendi kendinizi muayene edin, orada hangi duygular, hangi düşünceler var? İzledikleriniz sizi huzurlu mu kılıyor yoksa birazcık canınızı sıkıp daha güzel paylaşımlar yapmaya mı itiyor? Paylaşımı yapan kişinin amacını sorgulayıp niyetini nasıl değerlendiriyorsunuz? Zihninizden geçenler “Gösteriş meraklısı” gibi şeyler mi yoksa samimiyet mi duyuyorsunuz? Ya da bir ihtimal; göze batan paylaşımların ardındaki yüreğe yakından bakabiliyor musunuz? Kendini kanıtlamak, beğenilmek, takdir edilmek, kabul görmek arzularının içinde bocalayan insanları görebiliyor musunuz? Bu duygular olmaması gereken duygular değil elbette ancak azim yerine hırs sahibi oluyorsanız orada size zararı dokunacak bir problem var demektir. Tüm vaktinizi ve çabanızı mükemmel görünmek için harcıyorsanız orada da bir yanlış vardır. Dış görünüş de elbette önemlidir ancak zihniyete ve karaktere yapılan yatırımdan daha değerli değildir. Günün sonunda mükemmel görünen değil, mükemmel olmaya yapılan yatırım kalıcı olacak. Mükemmel olmaktan kastım da tabii ki yeterince güzel bir karaktere sahip olmak ve faydalı işler yapabilmektir.

Bir diğer sorumuz ise neyi paylaşma arzusunda olduğumuz ve bunu duygusal boşlukları doldurmak için yapıp yapmadığımızdır. Kişi neyi neden yaptığının dürüstçe farkında vardığında o sorun bir gün mutlaka çözülür. Görmediğiniz bir lekeyi çıkarmak için sebebiniz de yoktur. Ancak gözünüzün önünde ise rahatsız eder. Sizi de lekeyi ortadan kaldırmak için harekete geçirir. Yani kendini görmek, kendinden rahatsız olmayacak seviyeye gelmek için çabalamak huzurlu ve sağlıklı bir yaşam biçimi isteyen herkes için önemlidir. Kimse mükemmel bir aileye doğmaz, kimse tüm duyguları tatmin edilmiş şekilde büyümez, ancak herkes tavrı konusunda seçim yapma özgürlüğüne sahiptir. Sosyal medyada en çok neyi paylaşmaktan keyif alıyorsunuz? O konuyla ilgili kendinizi gözden geçirmeyi deneyin. Çünkü hemen arkasında eksikliğini hissettiğiniz bir şeyler olabilir. Bu eksikliklerden de zaaflarımız doğar. Ve ne kadar az zaafınız varsa o kadar güçlü bir insan olursunuz.

Comments


bottom of page