top of page

Seyahatin Unutulmuş Yüzü

 

Genellikle seyahat etme niyetinde olan insanların aklına ilk olarak beşeri yapıtlar gelir. Tabii bazı yapıtlar tarihi hikayesi olsun, estetik görüntüsü olsun hepimizin ilgisini çekiyor. Peki gezip görebileceğimiz ve keyif alacağımız yerler sadece beşeri yapıtlar mı? Japonya dayanıklı ve estetik yapılarıyla bilinen bir ülke fakat Japonya’nın büyüleyici Sagona Bambu Ormanı’nı görmezden gelmek mümkün mü?


Japonya’nın Kyoto şehrinin 10 km batısında, 16 km2 alan içerisinde bulunan Sagano Bambu ormanı içerine girdiğinizde sizi 500 metrelik bir yürüyüş yolu ile karşılıyor. Bambu yoğunluğundan içeri zar zor giren güneşin yanında bir de rüzgar sebebiyle oluşan ses Japonlar tarafından Japonya’yı tanımlayan en karakteristik ilk 100 ses içine girmiştir. Japonların bambuyla olan ilişkisi binlerce yıl önceye dayanır. Birçok Japon masalında bambuya yer verilmiştir. Deprem bölgesi olan Japonya’da yıllarca insanlara deprem anında bambu bahçelerine sığınmaları önerildi çünkü bambunun güçlü kökleri zemini bir arada tutacaktı. Hatta Japonya’ya atılan atom bombası sonucu yok olmayan tek ağaç türü bambu ağacıdır. Bu yüzden Japon kültüründe bambunun yeri oldukça büyüktür.



Doğal yaşam alanlarına bir de farklı kıtalardan bakalım. Güney Afrika’daki Krugen Milli Parkı. Yaklaşık 20 bin kilometre karelik yüzölçümüyle Afrika’nın en büyük milli parkıdır. Bu park bir hayvanat bahçesinden ziyade hayvanları kendi yaşam alanlarında onları rahatsız etmeden gözetleyebileceğiniz bir yer. Bu park aslan, leopar, fil, gergedan, bufalo, ceylan, zebra gibi çeşitli hayvanlara ve renkli, farklı kuşlara ev sahipliği yapmaktadır. Tabii bu sevimli dostlarımızla çıktığınız gezintide safari arabasından inmemenizi öneririm. Bu parkta doğal güzellik bir yana, içinde duvar resimlerinin de bulunduğu birçok kültürel miras bulunmaktadır. Hatta San ve Demir çağından 1.500 yıl öncesine dayanan bazı kalıntılara rastlanmıştır. Anlaşılan bu parkta çok fazla hikâye geçmiş.



Bir de bu doğal güzelliklere daha yakından bakalım. Burdur, Salda Gölü. Türkiye’nin en derin 3. gölü olan Salda Gölünü diğer göllerden ayıran en büyük özelliği magnezyum yönünden çok zengin bir yapıya sahip olmasıdır bu nedenle gölün kumsalı beyaz renge sahiptir. En büyük özelliği diyorum çünkü tek özelliği bu değil. NASA, Mars yolculuğundan önce hazırlık için bölgede saha çalışması yaptı. Bunun sebebi ise Salda Gölünde oluşan hidromanyezit içerikli stromatolitler ile Mars’taki karbonat içeren kayaçlar arasındaki benzerliktir. Yani Salda Gölü berraklığı ve etkileyici görüntüsü dışında da bilimde ve kalbimizde büyük bir yer kaplıyor.



 

Comentarios


bottom of page