Almış rüzgârlar içini,
Ah! Alıp da götürmüş bilmeden.
Kurşun bir sevdaya benzeyen,
Esmesi muhteşem içini.
Budur işte yaşamak,
ve elbette bu kadardır da.
Aramızda kör düğüm bulmak.
Ne sonrası var, ne öncesi var.
Öznesi eksik değil cümlemin,
İçerisinde gizlenmiş bir sefalet de var.
Sahi! Sefilliğin zirvesi açlık mıdır?
Bir ültimatom düzenle,
Ulu ‘sefillere’…
Sığdırsınlar artık kelimeleri yüreklerine!!!
Üşendirmesin yanlışlarınız sizi,
Ümidiniz pusada olsun.
Neme lazım bir gün sizi de sever hürriyet.
Bir gün sizi de dosdoğru seven çıkacaktır elbet.
Comentarios