Selamlar herkese!
Halloween, Türkçe karşılığı Cadılar Bayramı olan, her yıl 31 Ekim tarihinde kutlanan son derece renkli ve eğlenceli bir bayramdır. Bilinen en belirgin özelliği, havanın kararmasıyla birlikte sokakları dolduran kostümlü çocuk ve gençlerdir. Ellerinde torbalarıyla, şeker toplayan çocuklara hepimiz aşinayız. Şeker verilmeyen evlere yumurta veya tuvalet kâğıdı atmaları gibi aktivitelere sahip bu bayram, dizilerde veya filmlerde çokça karşımıza çıkıyor. Artık ülkemizde bile kutlanıyor. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile bu bayrama olan ilgi de büyüdü doğal olarak. Hepimizin ilgisini çeken kostümlerin giyildiği, şekerler toplandığı, partilere akın edildiği cadılar bayramını ilgiyle takip ediyoruz. Her yıl kutlanan bu bayram hakkında gerçekten neler biliyoruz? Hristiyan dünyasında kutlandığını biliyoruz, evet. Cadıların bizlere göründüğü inanışını da biliyoruz ya da ruhların bu gecede evlerimize geldiklerine. Peki, bu bayramın amacı ne, hikâyesi ne? Biraz araştıralım.
İlk ne zaman olarak kutlanmaya başladığına dair elimizde kesin bir bilgi bulunmamakta. Fakat tarihi hiç değişmeden günümüze kadar ulaşan nadir bayramlardan biridir. Başlıkta görüldüğü gibi, Cadılar Bayramı aslında bir pagan geleneği. Pagan deyince aklımıza korkunç şeyler geliyor değil mi? Gerçekte Paganizm, tabiattaki her şeyi tanrı olarak kabul eden bir anlayışa sahiptir. Paganizm, Latince Paganus kelimesinden türetilmiştir. Bu kelimenin Latince anlamı “kırsal”dır. Şamanizm ile de yakın bağlara sahiptir. Türk kültüründe de önemli bir yere sahip olan kamlık, bir diğer adıyla Şamanizm, pagan dinleri arasında yer alır. Şamanizm konusuna tekrar değineceğiz. Cadılar Bayramı'nın kökeni antik Britanya'da Pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali'dir. Keltler 1 Kasım'ı yazın bitişi, kışın başlangıcı kabul ediyorlardı. Bu nedenle de 31 Ekim günü yapılıyordu bu festival. Hasat mevsiminin bittiği gün olarak bilinir ve tek geçim kaynağı toprak olan dönem insanları için yaşamaya devam edebilecek olmanın garantisi olarak görülürdü. Bir noktada doğanın sonbaharla birlikte ölü dönemine geçmesine denk geliyor tam olarak. Samhain kelimesinin kökeni Eski İrlandaca sam (yaz) ve fuin (son) sözcüklerine dayanır. Bu tarihte sürüler yaylalardan dönüyor, toprak ağaları ile çiftçiler arasındaki arazi sözleşmeleri tekrar yapılıyordu. Yaz sonu Keltler için, kutsal bir zamandı. Çünkü bu dönemde evlilikler gerçekleşir, ölüler kutsanırdı. Bu günde Keltler, ölülerin evlerini ziyaret ettiklerine inanıyorlardı. Tepelerin üzerinde büyük ateşler yakıp, ruhları evlerinden uzak tutmaya çalışıyorlardı. Ruhlara tanınmamak için maske takarlar kostümler giyerlerdi. Bu gelenekler nedeniyle ilerleyen zamanlarda festival, cadılar, hayaletler, iblisler ve perilerle bütünleşti. Halkbilimci John Santino’ya göre, Samhain aynı zamanda insanların ölülerle iletişime geçtiğini düşündüğü bir zamandı. Santino, “İnanca göre Samhain günü, ölülerin ruhlarının diğer dünyaya geçtiği gündü.” diye ekliyor. Görünen o ki bu geçişlerin olduğu dönemin özel ve doğaüstü olduğu düşünülüyordu. Açıkça görüyoruz ki, her ne kadar Hristiyan dünyasında yaygın olsa da, aslında çok daha öncesine dayanan bir geçmişe sahip.
Peki, Cadılar Bayramı’nda neler yapılır?
Cadılar Bayramı’nda kullanılan temel sembol bal kabağıdır. Bal kabağı oyarak içlerine mum yerleştirilir. Korkunç şekilde oyulan kabaklar, evin birçok yerinde hatta sokaklarda süs olarak kullanılır. Fakat daha önce bal kabağı yerine turp kullanılırdı. Aynı işlem turpa yapılırdı. İçine yerleştirilen mum farklı inanışlara göre, Araf’ta kalmış ruhları temsil ediyordu. Aynı zamanda bu gece ölülerin dünyaya döndüğüne ya da yaşayanlarla ölüler arasındaki duvarın kalktığına inanılırdı. Birçok kültürde bu tarz bayramlar bulunmakta. Mesela Meksika’nın “Ölüler Günü” Bayramı gibi. Ölüler Günü Bayramı ise 2 Kasım’da kutlanır. Aslında kostümler başlarda yeryüzüne indiği düşünülen ölü ruhları korkutabilmek ve onları kaçırmakmış. Daha sonraları insanların eğlencesi haline gelmiş ve çeşit çeşit kostümler ortaya çıkmış. Büyük sektöre dönüşmüş durumda. Zeki ve tatlı olan baykuşlar aslında kötü şans ve uğursuzluk getirildiğine inanılıyordu. İnsanlara göre baykuşlar aslında kılık değiştirmiş cadılardı. İnanışa göre bu gece de cadıları görebilirmişiz. Cadılar bayramında biri kıyafetini ters giymişse de bilin ki cadılarla karşılaşmak istiyor. Kötü şans ve uğursuzluk getirdiğine inanılan kara kedi, örümcek ve yarasa da bu yüzden Cadılar Bayramı ile özdeşleştirilebilir. Hepimizin bildiği bu güne özel kullanılan iki renk bulunmakta. Turuncu kışı, siyah da ölümü ifade eder. Bunun dışında evlerde bu güne özel sofralar ve yemekler yapılır. Büyük bir çoğunluğu şeker ağırlıklı yiyecekler görürüz. Mesela elma şekeri gibi ya da İrlanda’nın geleneksel yemeği Barmbrack. İçi meyveli bir kek. Bal kabağından tatlılar, çorbalar. Karamelli mısır, yer fıstığı gibi birçok farklı yiyecek, masada yerini alır. Örümcek ağı, mezarlık figürü, hayalet, yarasa gibi dekorasyon ürünleri sadece evleri değil, sokakları da süsler.
Şeker mi? Şaka mı?
İnsanların, çocukların kapı kapı dolaşıp, bu oyunu oynadıkları görüyoruz. Eski dönemlerde Britanya’da yoksullar kapı kapı dolaşarak “ruh keki” isterlermiş. Bu geleneğin tarihi de ruh kekinden geliyor. Kelt kültüründe ise insanlar birbirine şeker ve şakaların vererek ölü ruhları mutlu edip, sakinleştirebileceğine inanılırdı. İnanca göre şekerin tatlı ve neşe dağıtması ölüleri evlerden uzaklaştırıyordu. Şakaların ise ruhları güldürüp, eğlendirdiğine inanılıyordu.
Cadılar Bayramı’nın Şaman Türklerinin de kutladığını biliyor muydunuz?
İslamiyet öncesi yani hala Şaman olan Türkler, kostümler giyerler, kötü ruhları uzaklaştırmaya çalışırlardı. Kışın yaklaşmasıyla kötü ruhları uzaklaştırmak için şekerler ve değerli hediyeler yapılırmış. Yakut Türkleri sonbaharda kış günleri yaklaştığı için kötü ruhlara, cadılara saçı (şeker ve değerli hediyeler) yapardı. Trakya’da hala devam Boncuk Gecesi benzer bir kutlamaya sahip. Katılımcılar beyaz bir çarşaf giyip, yüzlerini boyarlar. Gençler, evlerin camlarına vurarak ev halkını korkutur. Bu gelenek bin yıl önce Balkanlar’da yaşayan Müslüman ve Hristiyan ortak geleneği. 6 Ocak'ta Trakya'da Bocuk Cadısının gezdiğine inanılıyor. Onu kaçırmak amacıyla insanlar ruhlar için kabak tatlısı koyar, korkunç kostümler giyerler.
Hasadın bitmesi veya kışın gelmesinin kutlanması, geçmişte kalmış bir inanış olarak görülüyor. Farklı coğrafyalar, farklı dinler fakat ortak bir geleneğimiz var. Tarih boyunca kötü ruhlardan korunmaya çalışmışız ve inanmışız. Zamanla evrimleşmiş. Birçok ritüel ya değişmiş ya da tamamen silinmiş. Bunun sonucunda ortaya çıkan Cadılar Bayramı, artık seküler bir bayram oldu. Ülkemizde bile artık popüler. Yine de bazı Ortadoğu ülkeleri, birçok Hristiyan ülke hala kutlamıyor. Bunun nedeni ise, şeytanın doğum günü olarak görülmesi. Özellikle Katolik Dünyası, bu bayrama oldukça karşı. Tüm dünyaya yayılan bu bayram bir nokta da ekonomiye büyük ölçüde katkı sağlıyor. Kostümlere harcanan para, büyük payı kapsıyor. Bunun dışında şeker ve balkabağı üretimi ve satışını da destekliyor. Dekorasyon ürünleri satışlarında da ciddi artış gözlemleniyor. Talebin gittikçe artması, aslında birçok alanda istihdamı sağlıyor. Birçok gerilim-kork filmi konusu olarak karşımıza çıkıyor. Her sene kesinlikle bir film vizyona girer. Farklı bir bayram, evet. Yıllarca yabancı bayramı olarak bakılsa da, geçmişi ve eğlencesi ile artık her yerde. Size de bu büyülü gece de iyi eğlenceler dilerim. Ben kostümümü ters giyip cadıları görmeye çalışacağım. Belki de hepimizin içinde birer cadı vardır. Kim bilir? Happy Halloween. Cadılara dikkat!
Comments