Yaşamda her şey mümkün. Mutluluk, üzüntü, sevgi, ihanet, başarı, tadı kaçan; kabak tadı veren, kısa devre yapmaya meyilli dertler...
Yarın çok mutlu da olabilirim, mucizeler ansızın yoluma da çıkabilir, barışabilirim de en “mümkün değil” dediklerimle. Çünkü doğan güneş, hayatın mümkün ışıldağıdır aslında. Sabahın ilk ışığıyla aydınlatınca ortamı; “Mümkün geldi.” der. Duyabilirsen eğer...
Acılarınızı hafife almayın ama onların çok da kölesi olmayın. Kalıcılık güdemediğimiz bir hengamede her şey kalıcılık barındırır gibi davranmak niye? Sadece, mümkünün mümkünatına inan.
Yalnızlık bitebilir, acılar gidebilir, güneş, üstüne doğabilir; bu yüzden vazgeçmek demek, güneşin ışığını çalmak demektir. Vazgeçme. Güneş doğuyorsa her şey mümkün. Sadece, yaşamdaki sürprizlere hazır ol, kucağını açmadığın biri sana sarılmaya cesaret edemez, öyle değil mi?
İşte, bunun için kucağını ona açman gerek.
Umut, her yolda varlığına şarkılar söylenen bir güftedir; yeter ki bestesine engel olma. O kadar değerlisin ki, sen gerçeksin, kendinsin, her yolda hep kendinle kalabilensin. Pes etmek yakışmaz.
Giden, gitsin. Onun mümkünü de bu; gitmiş olmak... Kalan, kalsın; onun mümkünü de kalmak... Yazgı yazılırken, hayırlısının yanaklarından öper zaman ve orada söz verir yazgıya; hayırlısını mümkün kılacağına... Bu yüzden; sabret, şükret, umut et. Gelecek olan her şey senin yazgının mümkünü... Direnme, gideni tutma, gelecek olan her güzelliğe yer açılsın. Sevmek gerek, mümkünün zamanını...
Dilara AKSOY
Comments