top of page

MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI HALİL KİM?

Memleketimden İnsan Manzaraları Nazım Hikmet'in 1939'da yazmaya başladığı ancak 1960'ların ikinci yarısında yayımlanabilen 17 bin mısradan oluşan şiir kitabıdır. Nazım aslında bu şiir kitabında oldukça farklı ve dikkat çekici konuları ve toplumsal analizleri bizlere düz yazıdan ziyade çok daha zor ve ustalık gerektiren şiir şeklinde yazmayı tercih etmiştir. Bu günde içinden analizler yaptığımız zaman bize çok tanıdık gelen manzaralar farklı karakterler ile simgelendirilerek anlatılmıştır ve ben de Halil karakteri bağlamında Nazım Hikmetin bu kült eserini değerlendirdim.

Halil karakteri aslında Türkiye'nin bugün içerisinde bulunduğu durumun net bir örneğini teşkil ediyor yani bu karakter için zamanın ötesinde diyebiliriz çünkü bugün Halil’in durumunun birçok versiyonunu görmek mümkündür. Halil basit bir insan değildir ama basitleştirilmeye çalışılan bir insandır. Bu ülke iki şeyden korkar birincisi Halil gibi bilinçli okuyanlardan çünkü okuyan insan her şeyi hemen kabul etmez karşı çıkar, sorgular, düşünür, analiz eder. İkincisi ise yazarlardır bu daha tehlikelidir çünkü bir şeyler yazabilmek demek toplumun düşünen kısmını harekete geçirmek demektir baskı kurmayı ve hâkim olmayı hedefleyenler bu iki tarz insanı tehlikeli görür. Halil’in kendi açısından en önemli özelliği iyi ve üretken bir insan olmasıydı çünkü üretebilmek demek nerede olursa olsun bir şekilde kendine ve insanlığa verimli olmaktır. Koşullarını zorlayarak ve psikolojik olarak da yenilmemektir. Aslında Halil bütün yönleri birbirinden farklı bir karakterdir bir yönüyle de iyi bir baba ve eştir. Kızını ve karısını özler onlara hasret duyar mektuplaşır ve bu Halil’i Halil yapan onu daha net bir şekilde gördüğümüz kısımlardır. Bir kişi en çok severken insandır onun bütün kişisel analizinin anahtarı karısı ile olan iletişim dilindedir. Biz Halil’i okuduğumuz zaman kötü ve karamsar bir resim görürüz fakat Halil kendi açısından olaylara öyle bakmaz, yaşadığı süre her zaman umut var demektir, karşısına çıkanlar onun yargılasa da yadırgasa da biz karakterden hep iyi bir enerji alırız. Biraz Nazımdır aslında Halil bütün imkansızlıklar içinde küçük bir imkana sarılır ve onu büyütür içinde. Toplumsal fikirleri de kendisi ile bir bütündür ve her şeyi destekler niteliktedir yani romantik bir sosyalisttir diyebiliriz. ‘’Memleketini seven adam , ama yalnız bizim burada değil her yerde , Asya’da Avrupa’da,Afrika’da ama sahiden seven ,hanı hamamı, çıkarı için değil de şöyle candan yürekten,halkın sevdiği gibi memleketini seven insan ve kendi halkından korkacak iş yapmamış ve memleketini satmayan Türk olsun ,Bulgar olsun,Fransız, ne bileyim ,Sumatralı hatta Alaman,onların kazanmasını ister.’’ İfadeleri ile karakterin konu hakkında ki fikirleri iyimser bir şekil çizer ve asla insanı rahatsız etmeyen bir üslup ile hümanist bir bakışla aktarılmıştır çünkü derdi bir şeyleri anlatmaktan açıklamaktan çok daha fazlasıdır. Ülke üzerinde yaşadığı topraklardan habersiz, geçmişini bilmeyen sürekli yargılanmak ile hüküm vermek arasında bir yol izleyen insanlar ile dolu dolayısıyla Halil de hayatın sillesini yemiş fakat kendini bilen insanlara has bir hava içinde davası her yerde devam eden gerçek bir vatansever gerçek bir vatanperverdir. Geri adım atmaz ama inatçı da değildir. Davasını savunur ama kavgacı değildir. Doğruları anlatır ama ısrarcı değildir. Hapistedir ama tutsak değildir...

Memleketimden İnsan Manzaralarında Halil'in yaşamayı hissetmek adına verdiği mücadele çizilmiştir. Halil memleketin entelektüel beynini simgeler ve somut bir şekilde karşımıza çıkar. Nazımsal yönü ile harmanlanan Halil umudun simgesidir aynı zamanda.

Aşkı ,davası, insanlığı onun mücadelesinin küçük bir parçasıdır asıl ve gerçek derdi yaşamak hatta yaşamayı tutmak, görmek belki de dokunmaktır.




Comments


bottom of page