top of page

Kürk Mantolu Madonna

Değerine değer katan eserlerin arasında yer alacak, almış bir eserdir. Kitabı okuduğunuz zaman hayatınızın içindeki o anı alıp da yazmışlar gibi hissettiğiniz satırların arasında gezdirirken gözlerinizi bir bakmışınız ki son sayfa elinizden kaymış, kapak kısmı önünüze düşmüş, zaman dakikalarını yutarak ilerlemiş. Sevmenin tadına varacağınız anda aniden alt üst olacak iki hayatın birbiri içindeki gizemini kendi dudaklarınız okurken yutmak istediği kelimelerle boğuşurken ki halinizi, romanın içindeki o eğlenceli, utangaç, asi, gizemli hayata merhaba demek için gecenin gündüz olmasını iple çekeceğiniz bir romandan bir cümle...


‘İçimde onu kaybetmiş gibi değil, şimdi bulmuş gibi bir his vardı.’

Aslında kaybettiğimiz, geri gelmesi mümkün olmayan ve bir daha göremeyeceğimiz insanların, hayatlarımıza yeni bir anı ekleyemeyecek olmaları, yeniden bir araya gelemeyeceğimizi bilmek bize ne kadar ağır gelse bile umudun hep var olduğunu, hayallerin sınırı olmadığını bilmek de bize karanlıkta önümüze çıkan ışık gibi bir fırsat veriyor. Önemli olan takılı kalmak, yas tutmak değil; önemli olan onlarla beraber ilerleyebilmekti. Sabahattin Ali’nin kaleme aldığı bu eser, bizlere hayatın zorluklarını, tek başına yaşayan gencin hayatını, bir kadının her şeye yetebileceğini, yaşamın tek kişi iken farklı iki kişi iken farkını, zamanın acımasızlığını, hayat şartlarının aynı olmayışını, bildiğimizi sandığımız çoğu şeyin aslında dinlenilememiş yönlerinin varlığını anlatmış. Sayfaların her birindeki o anları yaşamış da olabilirsiniz, yaşayacak da olabilirsiniz. Yaşanacak olan yaşanır elbet, fakat güzel yaşamak, anın tadına varmak, yaşadığını hissetmek önemlidir. Sabahattin Ali, size anlatmış olduğum bu anları kitabında iki kelime ile anlatmış bile; sıkılmadan yaşamak. Birçoğumuz hayatımızda bazı şeyleri mecbur olduğumuz için yapmak zorunda kaldığımız için yapıyoruz. Mutluluğumuz aslında kimsenin mecbur kılamayacağı, zorunda bırakılamayacağı bir şey olsa dahi yaşamın şartları bize pek de müsaade göstermediğinden, geçen zamanın bizim için önemini anlayamıyoruz. Bir şeylerin kıymeti kaybedilince bilinir ya, işte kaybetmeden bilinmesi bizim elimizde, yüreğimizde. Kaybolan eşyanı bulursun ya da yenisini alırsın, ama kaybedilen bir hayatı geri alamazsın. Yapmak istediklerini erteleme, gitmek istediğin yerlere git, okumak istediklerini oku, konuşmak istediklerin ile konuş. Yaşamak ve yine yaşamak...


Sabahattin Ali yine Kürk Mantolu Madonna da anlatmak istediklerimi dile getirmiş:

‘ Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısını zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.’

Yaşanan yaşanmalı, yaşanacak olana engel olunmamalı. Bizler ertelemek için çabaladığımız şeyleri yapmak için çabalasak, hepimizin hayatı daha eğlenceli, güzel, mutlu olma şansını yakalayabilir. Kitaptan son bir alıntı ile yazıma son veriyorum:

‘Fakat hayatta kaybetmiş olduğum şeyi bana asla veremeyeceklerini bile bile...’



Comentários


bottom of page