FORDİST EKONOMİ: Henry Ford'un öncülüğünü yaptığı, üretim bandının uygulamaya konmasını içeren üretim sistemidir. Geçen yüz yıl boyunca en baskın olarak kullanılan bu yöntem, vasıfsız işçilerin bir üretim bandını oluşturup bu otomasyon doğrultusunda da kitle üretimi ve tüketimini öneren seçenektir. İşçilerin üretim bandında çok küçük ve vasıfsız işlere koşullandığı, bütün ürünü tanımayan bu işçilerin bilgisizlikleriyle kumanda edildiği bir yöntemdir.
KEYNESÇİ EKONOMİ: John Maynard Keynes'in özel sektörün ağırlıklı olduğu fakat devletin sektörde daha büyük role sahip olduğu karma ekonomi sistemidir. Teoriye göre pazarda tam istihdamı sağlayacak bir düzenin olmaması, olabilecek en az eksik istihdama ibreyi yönlendirmektedir. Devletin, komuta (emir) ve kontrol (yasak) güçlerini daha büyük bir paya sahip olmak koşuluyla, egemen şirketle ortaklaşa yönettiği güçlerdir; fabrika kitle üretimine dayanır.
AKSELERASYON ve DESELERASYON: Hızlanma ve yavaşlama anlamlarına gelen tıp terimleridir. Fizikte ''ivmecilik'' de denilen bu terim, cismin hem hızının hem de yönünün şiddetlerindeki değişimini gösterir.
DARK PHILOSOPHY: İngiliz dilinde halk arasında kullanılan bu tabir, esasında felsefede teodise terimine karşılık gelir. Teodise, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan Tanrı kavramının nasıl bağdaştığını açıklama çabasına verilen bir isimdir. Başka bir ifade ile kötülük olgusu karşısında Tanrı'nın adaleti ve haklılığını savunmak, kötülük problemi karşısında Tanrı'yı savunma anlamı taşır. "Teodise" kavramı, Grekçede Tanrı (Theous) ve adalet (dike) anlamına gelen iki kelimenin birleştirilmesinden oluşmuştur ve "Tanrı savunusu", "Tanrı'yı haklı çıkarma" anlamları taşır. Kavramı ilk olarak kullanan Leibniz olmuştur.
DURUMCU ENTERNASYONAL veya SİTÜASYONİZM: Fikirlerini, statik bir ideolojiye dönüştürmeye yönelik kalıplaştırma çabalarına direnen ve çoğu ideolojinin aksine mutlak olduğu var sayılan bazı doğruları sürekli tekrarlamak yerine; dikkati sürekli olarak yenilenen ve kendisini düzelten gerçek hayatın canlı etkinliğinin öncelikli olduğuna çektiler. Statik eleştiriler ne kadar doğru olurlarsa olsunlar kapitalist toplumdaki diğer her şey gibi katılaştırılma ve fetişleştirilme, sadece pasif bir şekilde tüketilecek bir şey haline gelme eğilimlidirler.
JOHNSON-FORREST EĞİLİMİ:1960'ların başında İtalya'da gelişen anti-otoriter Marksist düşünce akımıdır. Akım, işçi sınıfının ekonomik gelişmenin motoru olduğu düşüncesiyle başladı: kapitalist gelişmeyi belirleyenin işçi mücadeleleri olduğunu savunan hareket, işçi sınıfını kafesleyen klasik kurumları (partiler, sendikalar) baypas eden devrimci bir sürecin ana faili olabileceğini savunur. Yani işçiler otonomizm üzerinden örgütleneceğini tasavvur eder. İşçiciler, emekçi kitlelerin güçlerinin farkına varmaları ve çalışmaktan vazgeçmeleri ve sonuç olarak kimliklerini kaybetmeleri gerektiğini teorileştirdiler. Yani işçi sınıfı, sermayenin azaltılması için kendi kendini yok etmesi gerekir. İşçicilik, Marx'ın sermayenin işçi sınıfının mücadelelerine tepki gösterdiği iddiasını temel alır; yani işçi sınıfı aktif ve sermaye ise reaktiftir. Marx'ın Kapital eserinde teknolojik gelişmenin temel motivasyon kaynağı olarak da sermayenin işçi sınıfı isyanına karşı silah sağlamak olduğunu belirtmiştir. Marx sermayenin sadece teknoloji yoluyla değil siyasi gücünü kullanarak da işçi sınıfını baskıladığını ve bunun en tipik örneği olarak da İngiltere'deki fabrika mevzuatını göstermiştir.
SİBERNETİK: bir olaylar dizisini, bir süreci ya da bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlerin tümüne dair bilişim bilimini ifade eder.
SOVEREİGN SOCIETY: Basit makineler çağında klasik (egemen) gücüdür. İlk aşamadır. İnsan tanımınında farklılaşır ve makinesel köleleştirme üzerinden açıklamasını yapar.
BİREY:Tüketici yahut üreten kullanıcı faalliğinde değildir, eyleyen karakteristiğini taşımaz. Fonksiyona maruz kalan girdi ve sonuç çıktıları olarak görünürler.
SOCIETY OF DISCIPLINARY: Termodinamik makinelerin çağında romantik (disiplin) gücüdür. İkinci aşamadır. Bireyin bir algoritma düzeneğindeki geçişleri, 'kalıplar' olarak öne çıkar.
SOCIETY OF CONTROL: Bilgisayar makinelerinin çağında modern (denetim) gücüdür. Günümüz dönemidir. Toplum tipleri arasında lineer bir sıralama esasında yoktur. İç içe geçmiş ve daima birbiriyle ilişkilenen bir karmaşa evreninin ögeleridirler. Birlikte var olabilirler. Birinin başlaması diğerinin bitmesine bağlı değildir.
*:Gilles Deleuze, Felix Guattari;Kapitaizm ve Şizofreni
Anti Ödipus ve Bin Yayla
Gilles Deleuze, Anlamın Mantığı
Underground Poetix 14
Vikipedi
Comments