top of page
Writer's pictureNuray Şevval Doğan

Kanser Ve Beslenme

Modern çağda tanı tekniklerinin artmasıyla, gelişen teknoloji ile insanların kanser yapıcı maddelere daha çok maruz kalmaları kanserin toplumda daha da yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Kanser, son yıllarda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli toplumsal sağlık problemlerinden biridir. Dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alan kanserin, 2030 yılına kadar hızla artarak birinci sıraya yerleşeceği öngörülmektedir. Yetersiz, dengesiz ve yanlış beslenen, gündelik yaşamında yeterli miktarda fiziksel aktiviteye yer vermeyen, daha pasif bir yaşam süren ve yağ dokusunda anormal artış görülen bireylerde Kanser riski her geçen gün artmaktadır. Doğru Beslenmenin kanser üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Kanser hastalarında beslenme, kanser tedavisine cevap verebilmesinde önemli rol oynar. Bu yüzden bu süreçte nasıl ve neyle beslendiğimiz dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur.

İşte onkolojik vakalarda beslenme ile ilgili bilmenizde fayda olan 5 önemli konu.


Yeterli Protein!

Protein, hücre yenilenmesinde rol oynar. Kanserin vücut hücrelerinde meydana getirdiği harabiyet sebebiyle onkolojik tedavi gören hastalar hücrelerinin yenilenmesi için daha fazla proteine ihtiyaç duyar. Vücudun artan enerji ihtiyacını karşılayabilmek ve aynı zamanda kas yıkımının gerçekleşmemesi için de protein gereklidir. Günlük olarak kırmızı et, yumurta, kuru baklagiller, süt ve süt ürünleri gibi protein bakımından zengin gıdaların tüketilmesine özen gösterilmelidir.


Yeterli Karbonhidrat ve yağ alımı

Karbonhidratlar başlıca enerji kaynağımızdır. Tatlarının hoş olması ve çabuk enerjiye çevrilmeleri tüketimlerini arttırmaktadır. Genellikle karbonhidrat dediğimizde aklımıza ilk olarak şeker gelir. Bazı şekerler besinlerin yapısında doğal olarak bulunmaktadır. Biz bu şekerlere doğal şeker adını vermekteyiz. Doğal şekerler genelde sebze ve meyvelerin içeriğinde bulunmaktadır. Ancak bazı şekerler ise besinlere üretildikleri esnada ilave edilir. Bu şekerlere ise Masa şekeri veya eklenmiş şeker denir. Günlük hayatımızda tükettiğimiz şekerin sebzelerden, meyvelerden, süt ve süt ürünlerinden, tahıllardan ve kurubaklagillerden gelmesi vücudumuzu güçlendiren birçok fitokimyasaldan da yararlanmamıza olanak sağlar. Bu nedenle rafine şeker içeren paketli gıdaları tercih etmeyerek eklenmiş şeker miktarının alımını önleyebilirsiniz.

Kanser hastalığında kilo kaybının oluşmaması ve vücudun enerji alması için sağlıklı yağlar tüketmelisiniz. Ancak yağın her çeşidinin (sıvı veya katı, hayvansal veya bitkisel) fazla tüketilmesi özellikle prostat, meme, testis, rahim, yumurtalık ve kolorektal kanserlerinin oluşum riskini arttırmaktadır. Yağın çeşidi ve tüketim miktarı belirli bir denge içerisinde olmalıdır.

Su hayattır!

Kanser tedavilerinin yan etkilerinden bazıları da ishal ve cilt kuruluğudur. İshal durumu mineral kayıplarının artmasına neden olur. Bu kayıplar sonucunda yorgun düşmemek için günde en az 2,5 litre su içmeye özen göstermelisiniz. Yeterli miktarda su tüketmek Kanser tedavisinde kullanılan birçok ilacın karaciğer üzerindeki yükünü azaltmak için son derece önemlidir. Aynı zamanda kemoterapide kullanılan ilaçlar böbrek yolu ile atıldığı için de su tüketimi ile olası yan etkilerden kurtulabilirsiniz. Kanser tedavisi sürecinde tat alma duyunuzda değişiklik olabilir. Bu noktada suyunuzu farklı aromalarla tatlandırabilirsiniz. Örneğin; Nane, çilek, elma, Limon kullanabilirsiniz.


Probiyotik ve kanser

Barsak florasının, insanlarda bağışıklık fonksiyonlarını ve epitel fonksiyonlarını düzenleyerek kansere karşı savunmada etkili olduğu düşünülmektedir. Probiyotiklerin de barsak mikroflorasını değiştirme ve dengede tutabilme kabiliyetleri kanserden korunmada önemli bir basamak olmaktadır. Kemoterapi ve radyoterapi bu yapıya zarar verebilir, bağışıklık ve emilim bozuklukları meydana gelir. Bu noktada bağırsak sağlığını güçlendirmek için doktorunuz önerisiyle probiyotik takviyesine başlayabilirsiniz. Ancak bunun yanında prebiyotik yiyecekleri tüketmeyi unutmamalısınız. Bu yiyecekleri sıralayacak olursak;

· Enginar

· Pırasa

· Kereviz

· Kuşkonmaz

· Tam tahıllı ürünler

· Kurubaklagiller


Kansorejen ve yöntem

Gıdalarda bulunan belirli kimyasallardır ve kansere sebep olabilirler. Mangalda aşırı pişmiş etleri, çok yüksek ısıda uzun süre fırınlanmış yiyecekleri tüketmek sakıncalıdır. Besinleri tüketirken hangi yöntemleri kullandığınız çok önemlidir kızartma, kavurma, közleme, tütsüleme gibi hatalı pişirme yöntemlerinin yerine haşlama, fırında pişirme gibi sağlıklı yöntemleri tercih etmelisiniz.



Yaşam biçimimize ne kadar çok dikkat edersek, kanserden korunmamız o kadar mümkündür (genetik, sigara, alkol, çevre kirliliği, kimyasal tehlikeler hariç). Yedikleriniz konusunda size iyi gelen sağlıklı besinleri tercih etmelisiniz. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz bu hastalığın gelişimini ve etkisini büyük ölçüde azaltır. Unutulmamalıdır ki Sağlıklı beslenmek; anne karnında başlayan yaşamdan, bebeklik, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlikten yaşlılık dönemine kadar uzanan sürecinin olmazsa olmazıdır.

Comments


bottom of page