Aşk, bu âlemdeki en tutkulu ve en güzel manevi his. Ancak ben aşk kelimesinin bunu yeteri kadar karşılayamadığını ve çok yavan kaldığını düşündüğüm için, bu manevi hislerin en muhteşemini sevda olarak adlandırmak ve herkese de sevdanın gizlerini anlatmak istiyorum.
Sevdanın en büyüğü Yaradan'a duyulandır. Yaradan'a sevdalanan yürekler, sevdanın engin ufuklarına açılan kapıdan girmiş olanlardır. Onlar ki, sevdanın doruğuna ulaşanlar! Onlar ki, hiçbir maddeye karşı bu kutlu sevdadan vazgeçmeyenler! Allah’ a sevdalananlar, o’na sevdalı bir şekilde yalvaranlar ne mutlu insanlardır...
Vatana duyulan sevda vardır ya bir de! Ah, o ne kutsal bir sevdadır öyle. İnsanı mertliğe, başarıya ve tüm güzelliklere götüren sevdalardan biridir o. Vatanına sevdalanan hiçbir varlık bu sevdadan zararlı çıkmamıştır. Bir başka coşturur yürekleri vatan sevdası! Sevdanın bu yönünü keşfedemeden fani dünyadan göç edenlere üzülmemek elde midir?
Bir annenin yavrusuna, bir yavrunun annesine karşı hissettiği sevda ise bambaşka bir tat verir yüreklere. Bu iki insan birbirinin gözlerine baktığı zaman bile doyasıya yaşamaktadır sevdayı, sevdalıyı…
Dosta baktığın zaman, dokunduğun zaman, yüreğindeki karları eriten de sevdadan başkası değildir! Sevda, mutluluğu barındırır bünyesinde ve dostunla birlikte olduğun her an sen mutluluğu hissedersin damarlarında. Ondan aldığın güç ise sevdanın gücüdür aslında.
Sevda her şeydir ve her şey de sevdadır bir bakıma. Doğaya karşı beslenen bir sevda da vardır. Bazen bir çiçek de mutluluk verebilir insana ve bu mutluluğun kaynağı hiç şüphesiz sevdadır. Sevda, bir damla suyun saflığında gizlidir. Öyle saf, öyle güzel ve öyle bizimledir ki sevda; onu her an yanı başımızda hissetmemiz kaçınılmazdır...
Sevda, büyük olduğu kadar da basittir de. Hem bu kadar basit, hem de her şeyle ilintili olan başka bir şey yoktur dünyada. İsmini öğrenmen, teraziden inip kilonu öğrenmen kadar basit ama aynı derecede şaşılacak bir şeydir sevda! Adı üstünde sevda bu, onu anlamak için yaşamaktan başka çare yoktur. Her ne kadar aldığımız her nefeste sevdayı bir şekilde yaşıyor olsak da, onun inanılmazlığına inanmamız gerekiyor.
Ben yaşadığım her saniye sevdalı olduğum varlıklara bir kez daha sevdalanmanın coşkusu içerisindeyken bazıları da sevdayı hiç bulamadığından yakınır durur. Oysa bilmezler ki sevda somut değil, soyuttur! Geçici değil, kalıcıdır! O, yalnızca bir kadının bir erkeğe ya da bir erkeğin bir kadına hissettiği bir duygudan ibaret değildir.
Sevda her şeydir, her şey de sevda… Ben sevdayı en iyi tanımlayanın su olduğuna inanıyorum. Ama bu su, ne öyle nazlı nazlı akıp giden bir nehir, ne de bir an önce hedefine ulaşmak isteyen bir okyanustur. O su, yalnızca yüreklerde barınabilir…
Bence her insan, yüreğinde sevdayı tümüyle hissedebilir. Onun içinde her tür sevdadan bir kale bulunabilir. Yeter ki, insan istesin. Evrendeki bütün sevdalar onunla olacaktır.
(Fadime Arslan Turhan/ Bir Yalnızlık Öyküsü)
Comments