Geçmiş ile gelecek arasında sıkışıp kaldığınız anlardan birine denk gelmişsinizdir eminim. Yine o anlardan birindeyseniz eğer, tam da okumanız gereken bir yazı yazıyorum o zaman.
Aslında olay basit. İleriye bakacağız, çünkü geriye dönüp baktıkça hiç bir şekilde tamamen yolumuza devam etmiş olmuyoruz. 'İyi de o öyle kolay olmuyor ki' diyenleri duyar gibiyim.
Sizler de benim gibi misiniz bilmiyorum ama benim kendimle çok çeliştiğim bir durum bu. Her zaman devam etmenin, yoluma bakmanın, her şeyin düzeleceğini düşünmenin, yağmur sonrası güneş açacağını sürekli kendime söylesem de hayatım da bunu uygulamam o kadar kolay olmuyor. Bazı anlarım var mesela geçmişten, asla unutmayacağım ama bazen de hiç hatırlamadığım. Durumdan duruma değişiyor onları anımsamam. Uzun yürüyüş sonrası bir anda durup yalnızlığımı fark ettiğim o anı, omuzlarıma ağır gelmiş bir sorumluluğun altında ezildiğim anı, acı veren bir durumda döktüğüm o son gözyaşını, başarısızlığın vermiş olduğu güvensizlik hissini, geleceğin belirsizliğinin sağlamış olduğu ben ne yapıyorum sorgulamasını, dostumun ihanetini öğrendiğim an ki iç çekişimi, veda sonrası arkada kalan kişi olduğum ve dizlerimin üzerine çöküşümü... Bu anları aşamıyorum. Hepinizin hayatında bu anlara benzer veya aynı, 'işte bu benim için çok zor ve güç bir andı' dediğiniz anlarınız vardır.
Sizler de benim gibi günlük hayatta ilerlerken aklınıza bile gelmeyen bu anıları, sadece beyniniz düşünmek için bir şeyleri susturduğunda gözünüzün önüne geliyor ise ve tam da o anımsadığınız anda canınız ilk gün ki gibi yanıyor ise, aynı satırdayız demektir. Evet, o anları bazen müzik dinlerken, bazen yürüyüş esnasında, bazen en çok gülümsediğiniz gecenin sonunda yatakta yatarken, bir anda anımsasak bile tekrar o anları yaşamamak için kendimizi sorgularız an be an. Hatırladığımız o anılar hatalarımızı yüzümüze vurur bir yandan aslında. Sanki hayatın bize bir şey anlatmaya çalıştığını düşünür gibi.
İşaret mi acaba bu? Bir kez daha aynı durumda kaldığımız da bu sefer aynı seçimleri yapmaz, o hatayı tekrarlamazsınız. Artık birçok şey sorgulanır hale gelir, güven kelimesi uzak kalır. Her adımda yine aynı şeyleri yaşar mıyım korkusu olur. Çünkü; anımsamaktan daha fazla yakabilir ikinci kez yaşamak, bundan çok ise akıllanmadım düşüncesi korkutur insanı. Benden duymuş olmayın ama daha büyük yanacak aslında canınız. Kendinizi istediğiniz kadar koruyun, çıkarılmamış ders ve öğrenilmemiş bazı şeyler yüzünden hep aynı yerden sınayacak evren bizi. Bu son olur diye düşündüğüm birçok şey şaşırttı hep beni daha fazlasıyla. Lakin bu, tüm bu acı ve kırgınlıkları hak ettiğimiz anlamına da gelmiyor ki, hata yapmaya lüksümüz var en az hakkımız olduğu kadar, başkalarının yanlışlarını kendimize suç ve hak bilmemiz saçma değil mi asıl. Geçmişte kalmak bu değil mi asıl. O sana bunu yaptı diye herkes aynı şeyi yapacak değil. Bir kez başaramadın diye 3. 4. denemende de başarısızlık olacak değil.
Kendini keşfettiğin, yolunu bulduğun vakit evren de seni sınamayı bırakacak. Belki bu sefer o yolda yürürken elinden biri tutacak, omuzunda ki yükü biri seninle paylaşacak, kahkaha sonrası dökülen ilk gözyaşı olacak belki, başarmış olmanın verdiği hazzı tadacaksın belki de bu sefer...
Geçmişin korkusundan kurtulup gelecek için cesaretli olmak lazım.
Hayata müdahale etmeye çalışmak ve sorgulamak maalesef ki evrenin pek sevmediği bir hareket. O kendini keşfetmeni ve kendini ona, onun senin götüreceği yola bırakmanı istiyor. Evet, yine yeri gelecek o anları anımsayacaksınız ama bunun için hata yapmaktan vazgeçmeyin. Bir şeyi yapmadığım için duyacağım pişmanlıktan ise yapmış olmanın verdiği pişmanlığı tercih ederim. Bu benim en sevdiğim olumlamamdır. Size de bazı olumlamalar bırakıyorum.
Bir şeyi yapıp yapmamak arasında kaldığınızda, kötü veya iyi bir şey yaşadığınızda, gelecek kaygısı yaşadığınız ilk vakitler de gözlerinizi kapatıp derin bir nefes alarak olumlama yapın.
•Cesareti seçiyorum.
•An'larımı kucaklıyorum.
•Geleceğe kollarımı açıyorum.
•Kendimi suçlu hissetmiyorum.
Comments