Yüzyıllardan beri gelen dolunayın insanlar üzerindeki etkisini duymuşsunuzdur. Yüzyıllar diyorum çünkü Roma mitolojisinde Ay Tanrıçasının ismi Lunaydı. İngilizcede deli,çılgın anlamına gelen 'lunatic' kelimesi lunadan türemiş. Dolunayın mistik bir güce sahip olduğuna inanılırmış. Günümüzde bir çok insanın buna inanışı var ve tabii ki de bilimsel olarak kanıtlandı. İnsanların kaza yapma, yaralanma, kötü düşüncelere kapılma, depresyon gibi olayların dolunay zamanında diğer günlere oranla daha fazla olduğu belirlendi.
Yunan filozofu olan Aristoteles ve Roma'lı tarihçi Büyük Plinius beynimizin insan vücudundaki en fazla suya sahip olduğunu söylemişlerdir. Ve bu nedenle beynin oluşmasını tetikleyen ayın en kötücül etkilerine karşı hassasiyeti olan organımız olduğunu belirtmişlerdir. Türkiyede Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde de eskilerden beri süregelen dolunayın kötü enerjisine karşılık kendilerince bir çözüm aramışlar. Ve kömür sobasını yakıp söndürdükten sonra geriya kalan siyah külü, iki kaş arasına ve ağız damağına sürerlermiş ki dolunaydan gelen ışığın etkisini azaltacağını düşünmüşler. Dünya'nın bir çok yerinde küçük çocuklardan tutun da yaşlı bireylere kadar biri hastalandığında ay sonu veya ay başı geldi derlermiş. Şimdi ve eski film-dizilere baktığımızda da dolunay olduğunda insanların kurt adama veya vampire dönüştüklerini, savaşların dolunay vaktinde olduğunu görebiliyoruz. Dolunay vaktinde yapabileceğimiz şeyler ise evrene güzel mesajlar,enerjiler iletmemiz, dua edebilmemiz bizi iyi hissettirecek ve etkisini en aza indirebileceğiz. Sevdiğiniz şeylere odaklanın, kendinizi kendi özel kalkanınızmış gibi düşünün. Çünkü sizden başka bir siz yok. Neyin iyi gelip gelmeyeceğini sizden daha iyi biri daha bilemiyor. O vakit dolunaya sevgiler iletelim. Ne kadar kötü etkileri olsa bile.
Comments