top of page
Writer's pictureEcem Şengül

Felsefenin Doğuşu: Antik Yunan


Antik Yunan, felsefe tarihi içinde oldukça önemli bir konumda durmaktadır. Her ne kadar Mısır, Mezopotamya ya da Çin uygarlığı gibi yerlerde belli başlı felsefi düşüncelerle karşılaşsak da bizler felsefenin memleketini Antik Yunan olarak kabul ederiz. Felsefe, Miletos’ta doğmuş, şekillenmiş ve dünyanın her bir köşesine yayılmıştır.

Miletos, bugünkü koşullar göz önüne alındığında Aydın’ın sınırları içinde kalan bir yerleşim yeriydi ve bir liman kentiydi. Deniz ticaretinin hayli gelişmiş olduğu bu bölgede ticaret sadece mallarla yapılmazdı. Alışverişin büyük bir kısmını da bilgi oluştururdu. Thales, Anaksimandros, Anaksimenes gibi filozoflar gemilere binerek Mezapotamya ve Mısır gibi yerlere seyehat eder bilginin peşinde koşarlardı. Dolayısıyla Miletos’un coğrafi konumu felsefenin ortaya çıkışı açısından oldukça elverişliydi. Ancak bu, Miletos’un felsefenin vatanı olmasının tek nedeni değildir. Bir diğer neden Antik Yunan’da akıl ve gözlemin ön plana çıkması ve olayların açıklanmasında bunların kullanılmasıdır. Diğer toplum ve uygarlıklarda ise açıklamalar akıl ve gözlemden yararlanarak değil mitolojik ve dinsel öğelerle yapılmaktaydı.

Bu noktada Thales’e değinmemiz gerekir çünkü felsefenin babası hiç kuşkusuz Thales’tir. Bunun nedeni Thales ile temellendirmelerin mitostan logosa evrilmesidir.


Mitos, en basit anlamı ile temellendirmelerde mitolojik öğelerin kullanılmasıdır. Örneğin Tanrılar kızdığı için savaşların çıktığına inanılması mitos başlığı altına yerleştirilebilir. Thales’in ortaya koyduğu bu farklılık mitostan logosa geçişin ufuk noktasıdır. Thales, arkhe yani ilk neden arayışında başrol oyuncusu olarak suyu seçmiş ve böylece evrenin temeline suyu yerleştirmiştir. Böylece mitos yerini bir maddeye bırakır ve logosa geçiş gözlemlenebilir hâle gelir.

Felsefenin Thales ile atılan bu ilk adımı Herakleitos ve Democritus gibi doğa filozofları ile devam ettirilmiş, mitosun yerini almaya başlayan logos köklerini derinlere salmaya başlamıştır. Homeros İlyada adlı eserinde, Hesiodos ise Theogonia adlı eserinde tüm temellendirmelerini mitolojiden almamış olsaydı, ilk filozof unvanını onlardan biri taşıyor olabilirdi ancak onların mitlerden kopmamış eser ve düşünceleri ilk filozof unvanını Thales’in alması ile sonuçlanmıştır.


Felsefede mitoloji ve mitlerin yeri çok büyük olsa da felsefenin doğuşunun onlardan ayrılmakla başladığını söylememizde hiçbir sakınca yoktur. Antik Yunan’ın bağrından kopup bütün dünyaya yayılan felsefe, kısa sürede emekleme dönemini bitirmiş Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi büyük filozoflarla bezenmiştir.

Comentarios


bottom of page