top of page

Eskişehir

 

ES ES ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES!


Öğrenci şehri olan yerden herkese kocaman bir merhaba!

Eskişehir küçük ama fazlaca etkili bir yer, aynı mutfak robotu gibi. Burada üniversite okumak birçok gencin hayalidir. Neden hayal kısmına gelirsek; her yer ama her yer öğrenci olduğu için sizi anlayacak bir sürü kişi bulabilirsiniz. Sizler gibi ailelerinden ayrılmış, ilk defa kendi ayakları üstünde duracak, kendi evi-odası, kendine ait bir yaşamı olacak öğrenciler dört bir tarafınızı sarmalayacak. Bir de aile evinden uzaklaşarak kendi özgürlüğünüzü ilan edeceğiniz bir yer.

Eskişehir tam bir öğrenci dostudur. Ucuz yemekler, kirası düşük evler, sabaha kadar açık mekânlarıyla sizi asla yalnız bırakmaz. Bırakmadığı gibi de hayatı öğrenmenize yardımcı olur. Neyse ben daha fazla anlatmayayım ki kendi deneyimlerinizi yaşayabilin.


Gel gelelim Es-es’te nerede ne yenirine, nerelerine gidilire… Eskişehir aslında birçoğumuzun bildiği gibi Odunpazarı evleriyle meşhur. Öncelikle şöyle güzelce bir Odunpazarı’nı gezin derim. Renk renk boyanmış eski mimariye bakın, güzelce fotoğraflar çekinin. Instagram’a güzel hikâyeler, postlar atabilme imkânı sunuyor sizlere. Sonra o sokaklarda bulunan küçük kafelerde bir şeyler yudumlayıp, hediyelik eşya olarak ise lületaşından yapılmış eşyaları ya da cam eşyaları hatıra olarak alabilirsiniz.


Sıra geliyor müze gezmeye, küçük bir şehirde bu kadar müze yer alması sizi biraz şaşırtabilir. Ben buraya yazayım da gönlünüz hangisine gitmek isterse oraya gidersiniz artık. Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Kurtuluş Müzesi, Ahşap Eserler Müzesi, M.S.Ö Uzay ve Havacılık Müzesi, OMM, Lületaşı Müzesi, Havacılık Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Yeşil Efendi Konağı, TCDD Müzesi, Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi, Eti Arkeoloji Müzesi, Osmangazi Üniversitesi Zooloji Müzesi, Ticaret ve Sanayi Müzesi, A.Ü. Cumhuriyet Tarihi Müzesi, A.Ü. Eğitim Karikatürleri Müzesi, Kent Belleği Müzesi, Kazan Tatarları Müze Evi, TÜLOMSAŞ Müzesi, TÜRASAŞ Devrim Arabaları Müzesi. Farkındayım okurken zorlandınız ama konumlarına baktığınızda çoğu müze arasında bir iki dakikalık mesafe var zaten. Bu şehir bir günde sizlere beş müze gezme hakkı tanıyor resmen. Ve bu kadar gezmeye acıkmış olmanız çok normal.


Ne yiyeceğiz diye düşünmenize hiç gerek yok etraftan burnunuza çibörek kokuları gelmeye başlar zaten. En meşhur yeri Papağan Çibörekçisidir. Yediğiniz anda damağınızda lezzet patlaması yaşarsınız. Bu arada birçok meşhur yemeği var ama onları sizin zevkinize bıraktım tabii. Papağan’ın tam karşısında ise enfes bir bozacısı var. Kara Kedi Bozacısında boza içmenizi tavsiye ederim. Tabii ki tatlı yemeden asla sizleri bırakmam, burada tatlı anlayışı birazcık farklı. Çok değişik bir helvacısı var ki önünde sırası asla bitmez. İsmi de helva kadar değişik mekânın Tanınmış Helvacı’dan dilediğiniz kadar alabilirsiniz. Yalnız nakit çalışıyorlar. Ee birazcık bir yerlerde oturmak istediniz işte o zaman da sizi Adalar bekler. Sıra sıra dizilmiş kafeler, restoranlar, çay bahçeleri bunların hepsi Porsuk Çayı manzaralıdır. Eğer böyle yerlere gitmeyi sevmiyorsanız sandalyenizi, termosunuzu alıp Kanlı Kavak Parkı’na gidebilirsiniz tabii. Zevk sizin.

Aah az kalsın unutuyordum. Son bir yer daha var görmenizi istediğim: Sazova Parkı. Burası Eskişehir’in en büyük ve içinde birçok gezilecek yer bulunduran parkı. Bunu ben size anlatmayayım da yolunuz düşerse kendiniz keşfedin isterim.


Not olarak Eskişehir’e sakın kışın gitmeyin!


Şimdiden iyi gezmeler dilerim.


 

Comments


bottom of page