Bizler bu toplumun Z kuşaklarıyız. Bugüne kadar çoğu şeyi gördük ve görmeye de devam ediyoruz. Sözde bize her şeyi öğrettiniz tüm teknolojiyi tüm yaşanmışlıkları tüm doğruyu yanlışı… Ama bir yanlışınız var sevgili büyüklerim; sizler daha kendinize yetemezken bize yetmeye çalıştınız. Kendi kalbinizin kıyılarına ulaşamadan bize o kıyıları anlatmaya çalıştınız. Bu da hepimizi gittikçe büyüyen bir girdabın içine soktu.
İnsan gözünün önündekilere körken sahip olamadığı şeyler için kahroluyor. İşte bu durum bizi doyumsuz yapıyor. Bir şeye sahip olana kadar deli gibi isteyip, zirvemize onu koyuyoruz. Ona sahip olduğumuzda ise ondan sıkılıyoruz ve bizim için değeri bir çöp parçasına dönüşüyor. Elimizin her daim altında fakat değeri yok. Kaçımız bu durumu yaşamadık ki, kaçımız daha fazlası için çırpınırken elinde olan şeylerin kendisini boğmasını görmezden geldi? Bizim insanlık olarak suçumuz bu işte, doymak nedir bilmiyoruz. Nerede durmamız gerektiğini bilmiyoruz.
Okyanusların %7’si keşfedilmiş bu da şu anlama geliyor, %93’ünden haberimiz bile yok. Dünyada tüm kara parçalarının keşfedildiğini mi zannediyorsunuz! Lütfen daha realist olalım. Bizler daha kendi gezegenimizi bile tam anlamıyla keşfetmeyi beceremezken sırf doyumsuz ruhumuzun macera hevesiyle başka gezegenlere uzay gemisi göndermek için geri sayım yapıyoruz, ne kadar ironik.
İnsanlık denen şeyi yitirdik; açgözlü, doyumsuz, mutsuz, sıkılgan, kalbi bile sanal dünyaya bağlı, aklı ve ruh ipleri başkalarının denetiminde olan canlılar olduk. Dünyada kendi zevklerimizi tatmin etmek için sürekli birbirimiz incitiyoruz. Gözümüzü her başka güne açışımızda başka doyumsuzluklar, başka savaşlar duyuyoruz. Sebebi de bir tarafın daha fazlasına sahip olmak istemesi. Biz savaşların içinde büyüyen her türlü tartışmaya şahit olan ve en önemlisi de herkesin imrendiği (!) Z kuşağıyız. Tezer Özlü şöyle demiş:’’ İnsan ne denli derin düşünebiliyorsa, sevgisi o denli derindir. O denli doyumsuzdur. Ve acısı da o denli büyük. Yaşam acısı...’’ Dilerim ki içimizdeki bitmek bilmeyen açlık hissini bastırıp yaşam acısı çekenlerden olmayız.
Her şeye rağmen biliyorum ki, dünyayı verseler bile doymayıp uzaya gidenler olacaktır aramızda Sebastian. İşte asıl onlar için üzülmeliyiz çünkü onlar hiçbir zaman tam anlamıyla yetinmeyip, her daim içlerinde hüzün parçaları taşıyacaklar ve asla tam manası ile mutlu olamayacaklardır.
Comments