top of page

DENGE

Değerli okuyucu bu yazımda “Çoğu zarar, azı karar.” atasözü üzerine naçizane düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.


Çoğu zaman çokça yaptığımız davranışlar bize zarar verir. Bunun temelinde bazı dürtülerimizi dizginleyememek olabilir. Bu tür durumlarda psikolojik destek almak en sağlıklı yol gibi gözüküyor. Belki bir çocukluk travması ya da herhangi bir başka travma bu gibi dürtüleri kontrol edememeye yol açabilir. Örnek üstünden gidersek çok yemek yemek bir süre sonra obeziteye yol açabilir ve obezite de bir süre sonra ölümle sonuçlanabilmektedir. Her şeyin aşırısı zaten zararlı değil mi hayatta? Çok uyumak, çok alkol vs tüketmek gene hem ruhumuza hem bedenimize zarar verecektir. Gene aklıma gelen çok tüketmek israfa ve elimizdekilerin kıymetini bilmemeye yol açabilecektir.

Hayatı denge üstüne kurabilmektir asıl olan. Ama tabi bu denge içinde bulunulan çevresel şartlara, çocuklukta geçirilen travmalara, genetik durumlara ve benzeri başka durumlara bağlı olarak değişebilmektedir. Biraz şansın da bu dengede etkisi olduğunu düşünüyorum. Her şeye rağmen güçlü bir iradeye sahip olunursa bu dengenin milimetrik olmasa bile tutturulabileceğini varsayıyorum. Çünkü asıl olan yaşamın kendisidir ve o yaşamın devam etmesi için bir şekilde dengenin olması şarttır. Yani çokça yaptığımız şeyleri bir denge terazisine oturtmayı başarabilmemiz gerekmektedir. İrademizi kontrol edebilmek için belki de sürekli kendi kendimize; “Bu, bana zarar verecek.” dememiz gerekiyor. Ama kendimizi güçsüz hissedince psikolojik yardım almaktan da çekinmemeliyiz diye düşünüyorum.

Tabi ki bütün çoklarda zararlı değildir. Ama istisnalarda kaideyi bozmaz, bunu da unutmamak gerekiyor. Mesela çok ders çalışmak zararlı değildir. Hayallerini gerçekleştirmek için insan çok çalışmalıdır elbette. Bu çok çalışmak insanın geleceğine bir yatırımdır ve faydalı bir durumdur. Sporcular, örneğin, sürekli antrenman yaparlar ve yarışmalara hazırlanırlar. Önlerinde bir hedefleri vardır, o kupayı havaya kaldırmak ve o gururu yaşamak. Bunun için çok çalışırlar ve başarılı oldukları zaman bütün yorgunluklarını unuturlar. Bizim bahsettiğimiz konu insana zarar veren durumlarla ilgilidir.


Her şeyin çoğu zarar demiştik ya acaba çok sevmekte insana çokça zarar veriyor mudur? Sevgide dengeyi kurmakta başlı başına bir matematik problemi olsa gerek. Hani insan diyebilir mi acaba içinden, ben biraz seveyim biraz sevmeyeyim. Aslında hayatın temelinde sevgi olduğunu düşünürsek çokça sevmeliyiz var olan her şeyi diye düşünüyor insan. Bir çiçek bile çokça sevgiyle ve ilgiyle büyür, yeşerir ve tomurcuk verir. Ancak insan ilişkilerinde gene de ihtiyatlı olunması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle günümüzde sanal mecralarda gelişen arkadaşlıklarda, bir anda çok büyük sevgi gösterilerinde bulunmak temelsiz bir yapı gibidir ve ileride çok büyük tehlikelere yol açabilir. Bununla ilgili pek çok olayı izliyoruz ve dinliyoruz. Sevgi dediğimiz durum bir iki “emojiyle” falan şekillenebilecek bir durum değildir. Tıpkı çiçek örneğinde olduğu gibi sevgi bağıda çokça emek ister, zaman ister. Ve çokça merhamet, şefkat ister.

Tüm bunlardan çıkan sonuç kendi iyiliğimiz ve huzurumuz için hayatımızda dengeyi bir şekilde koruyabilmemizdir. Bu elbette her zaman kolay olmayacaktır. Elbette güçlükler, iniş ve çıkışlar olacaktır. Ama fırtınalara rağmen ayakta kalabilmektir asıl başarı zaten.


Hiçbir yol taşsız, çakılsız değildir. Ve tüm başarılar dizleri kanayan insanlarla doludur.





Comments


bottom of page