"Kime niyet kime kısmet" lafını duymuşsunuzdur, kimseye kesin bir niyetim yoktu ama kısmet Contra'ymış... Hatta belki de nasip Contra'ymış, bilmiyorum ki; isterseniz şans da diyebilirsiniz buna, anlatacağım.
Üniversite okuduğum şehirde geçirmeye karar verdim yaz mevsimini. Bayramda 1 haftalık yaşadığım şehirde bulunma sürecim oldu ve daha gitmeden önce bulduğum iş için döndüm buraya. Döndüm ve her şey o zaman başlıyormuş asıl. Birkaç gün geçince bazı durumlardan dolayı işi iptal ettim. Dönmeyi düşünüyordum fakat bir sabah uyandığımda kendime de buradaki işletmelere de şans vermek istedim. İşletmelere şans vermeliydim çünkü motivem buydu ve sevmiştim bunu, kendime inanmamı sağlıyordu. Ve yaptığım işi sahiplenerek yaptığımı da biliyordum.
Instagram hesapları, iş bulma uygulamaları iş arama anında ilk başvurduklarımızdır. Bununla kalırsam işim yaştı. Hiç tecrübem olmayan sektörde sadece online olarak iş arayamazdım.
Bir akşam kahve içerken garsona eleman ihtiyaçları olup olmadığını sormuştum, kız da olduğunu ve ertesi gün CV bırakabileceğimi söylemişti. Ertesi gün olmasa da CV’yi bırakmaya gittim. Kasada başka bir arkadaş vardı. Selam verdim, kağıdı uzattım, çekmeceye koydu ve çıktım. O kağıt çekmeceden çıkmamış bile olabilir. Hiçbir şekilde ses gelmedi.
Bir otel ile 2 defa görüşmeye gittim, 2 görüşme 2 hafta demek. "1 haftaya döneriz"
demenin çok kolay olduğunu öğrendim. İlk haftadan ders almıştım neyse ki. 2.haftasında arayışa girdim. Bir arkadaşımla buluşmuştum ve kahve içerken sohbet ediyorduk, biliyordu iş arayışım olduğunu. Oradaki beyefendiye de sordum, almış eleman, buraya da iyi akşamlar dileyip çıktım.
“Ne kaybederim ya” diyerek sokakta yürürken gördüğüm bir kafeye gülerek girdim, kazanacakmışım. Bardaki kızlara eleman ihtiyacı olup olmadığını sorduğumda müdürlerine seslendiler. Beyefendiyle konuştuk, bilgilerimi aldı. Buradan da ses gelmedi.
Nereler olabileceğini düşünüp seçtiğim bir iki yerle görüşüyordum. Bir işletmedeki beyefendi CV’me baktıktan sonra “Siz bu hayatı yaşamamışsınız, siz bu hayatı öğrenmişsiniz” demişti, gülümsemiştim bakıp. Sanırım beyefendi bana hayatı biraz daha öğretmek adına beni orada kibarca reddetti. Bu cümle kulağımda çınladı bir süre, sonra yoluma devam ettim.
İşte bu tamamen öylesine girip sorduğum kafeye bu sefer teyit amaçlı gittim. Bir problem var mı ya da durum nedir, gibisine sordum ve işletme sahibi hanımefendi tatildeymiş. Bu nedenle dönüş alamamış falan. Sonunda bir işletmeden bahsederken hanımefendi kelimesini kullandım, ne mutlu.
Akşam vakti telefonum çaldı. Görüşmeye gittim oraya. Sonra beni işe çağırdılar.
Sümeyye EVİS
Comentários