Milano’lu Hırçın Ressam
Michelangelo Merisi di Caravaggio. Caravaggio 1571 yılında Milano’da dünyaya gelir. 1576 yılında yaşanan salgından kaçmak için Caravaggio’ya yerleşirler.Sanatçı ismini bu kasabadan almıştır. 1584 yılında Milano’ya geri döner ve burada Peterzano’dan dersler alır. 1596 yılında ise Roma’ya giden Caravaggio sanatının doruk noktasına çıkmasını sağlayacak adımları burada, dönemin sanatına yön veren Roma’da atar.
Ressamın sanat tarihi üstündeki etkisi tartışmasız çok büyüktür. Barok dönem resminin en önemli temsilcisi olan Caravaggio, Cenova ve Napoli ekollerinin gelişimini de derinden etkiler. Bu ekollerle ilişkili olarak on yedinci yüzyıl İspanya resminin evriminde de ciddi bir rol üstlenir.
Eserin Adı : Judith’in Holofernes’in Başını Kesmesi
Eserin Yeri : Galleria Nazionale d’Arte Antica, Roma
Eserin Tarihi : 1599
Kullanılan Teknik : Tuval Üzerine Yağlı Boya
Ölçüler : 145 x 195 cm
Caravaggio Renkleri ve Siyah
Kurşuni beyaz, okr sarısı, oke kırmızısı, ateş kırmızısı, kahverengi tonları, kurşuni sarı, bakır yeşili, karbon siyahı….
Caravaggio’nun bir köşesinden ışık sızan resimlerinde kullandığı renk paletini bu şekilde özetlemek mümkün.
(OKR: Su ya da tutkallı suya pigment katılmak suretiyle elde edilen bir tür boya.)
Resim sanatı tarihinde Barok dönem olarak bilinen 17. yüzyılın ilk yarısında ‘’Caravaggio Ekolü’’nün doğmasına yol açan üslubuyla ressam, gerçekliğin gözlemi bakımından Leonardo da Vinci’yi dahi aşar. Leonardo da Vinci’nin ‘’karanlıktaki nesneleri görülebilir kılmaya’’ yönelik denemelerini ve buluşlarını zirveye taşıyan Caravaggio, seçtiği renk paletiyle de bu konuda çarpıcı çözümler üretir. Çağdaşları da dahil olmak üzere eserlerini yorumlayan pek çok kişi için ‘’eccellentissimo nsl colorire’’ yani ‘’renk konusunda en mükemmel’’ ressam kabul edilen Caravaggio, seçtiği doğal renklerle resimlerine bakan herkesi adeta büyüler ve bugün bile büyülemeye devam etmektedir.
Caravaggio’nun ‘’karanlık’’ tablolarında adeta ‘’patlayan’’ kırmızı, yeşil, sarı, kahverengi tonlarına eşlik eden önemli bir öğe daha vardır: siyah tonları. Siyahın akla gelebilecek pek çok tonuyla koyu gölgeler yapan Caravaggio, resme bakanların dikkatini resimdeki figürlerin tenlerine, yüzlerine, hatta ruh hallerine odaklayacak renk seçimiyle aynı anda hem ‘’kaba, sert ve aykırı’’ hem de ‘’duygusal, gerçekçi ve merhametli’ ’hissettirir. Karakteriyle son derece uyumlu bu duygu çeşitliliğini ve duygusal değişimi tuvallere yansıtmayı ustalıkla başarır.
Eserin adı : Narcissus
Eserin yeri : Galleria Nazionale d’Arte Antica
Eserin tarihi : 1597-1599
Kullanılan teknik : Tuval Üzerine yağlı boya
Ölçüler : 110 x 92 cm
Işığın Resmini Yapmak
On yedinci yüzyılda Roma’daki ressamlar arasında filizlenip hızla İtalya’nın geneline, oradan da Avrupa’ya yayılan bir akım başlar. Resimde gölgeleri yoğun kullanmaya dayanan bu resimsel dil, daha önce bilinmiyor değildir. Albrecht Dürer, Tintoretto, El Greco, Annibale Caracci gibi pek çok ressam bu yaklaşımı eserlerinde kullanmıştır ancak Caravaggio, tenebrism olarak adlandırılan bu dili öyle etkili ve öyle çarpıcı şekilde kullanır ki, hızla popülerleşir. Caravaggio, resimlerinde koyu alanlara bu kadar fazla yer vererek ne yapmayı amaçlıyordu? Bu soruya psikolojik, felsefi, sanatsal hatta tarihsel bağlamda pek çok farklı yanıt verilebilir: Ruhundaki karanlık yanı tuvale aktarmak, evrendeki tezatlıkların çatışmasını yansıtmak, ışık ve gölge dengesini sağlamak, toplumun içinden geçtiği karmaşık süreçlere kendince bir yorum getirmek…
Caravaggio, gündüz vakitlerinde geçen olayları betimlediği resimlerinde ışık kaynağını en kısıtlı şekilde kullanan ilk ressamlardan biriydi. Bu sayede resimdeki her öğeyi gölgeler içine hapsediyor ve sahnenin dramatik vurgusunu artırıyordu. Doğrusu, yüzyılın başında hem renk paletini kısıtlayan hem de ışığı ve gölgeyi böylesine dramatik kullanan iki ressam vardı: Caravaggio ve Rubens. Elbette iki ressamın kompozisyon kurguları ve yansıttığı duygular bambaşkaydı. Caravaggio’nun resimlerindeki figürler zaman zaman akrobatik duruşlar sergiliyor, öfke-merhamet, sevgi-nefret, umut-korku gibi iki uçlu duygusal dramlar yaratıyordu ancak Rubens’in resimlerinde hiçbir şey bu kadar ‘’aşırı’’ değildir.
Caravaggio koyulukla insanları resme çekiyor ve ışık oyunlarıyla bir yere odaklanmalarını o kadar iyi sağlıyordu ki, resimler çok hacimli, dramatik bir görsel şölen yaşatıyordu bakanlara. Üstelik bu ışık tanrısal modelleri insanlaştıran Caravaggio için ‘’ilahi kudretli’’ bir vurgulama ve öne çıkarma biçimiydi aynı zamanda. ’’Kutsal ruh’’, ’’tanrı’’ gibi öğeler resimde tüm varlığını hissettiriyordu. Caravaggio insanın hayatında bir kere olsun incelemesi ve dokunması gereken ressamlardan biridir. Ve hiçbir zaman da bu etkisini kaybetmeyecektir. Nesilden nesile aktarılması dileğiyle…
Görsel Kaynak : barberinicorsini.org
Comments