Islak dudaklarının aralığında gördüm
ulaşılmazlığını senli günlerin.
Saçlarının ıssızlığında yönünü tayin edemeyen
ellerim, şimdi hangi hasretin kollarında
tanımlayacak bu belirsizliği?
Bir bulut dolusu yağmur yağmayı bekliyor
yanaklarıma
Onlar beklerken kenarlarında gözlerimin,
Gözlerine değen sessizliğimle inler örülü
duvarları kalbimin.
Dolasam sevincimi saçlarının kıvırcığına
Sımsıkı tutunsa umudum oraya…
Bu kez bir imkansızı çiziyorsun her fırça
darbesinde ruhumun boş sayfasına,
Bana ise bu hiçliği yazmak kalıyor mürekkebi
gözlerimin yaşlarında gizli.
Ben hep biraz eksiktim.
Yarımdır gecelerim ve nice günlerim..
Tüm bu parçalanmışlığın içinde, zihnimin
köşelerine çarpıp geri gelir kollarında
tamamlanmışlığın ağır hissi.
Eskir miyiz ki?
İçimde tazelenen sızıların orta yerinde.
Unutmam demiştin.
Unutmam.
Şimdi neden kuru o zaman bu hatıralar toprağı
dünyamdaki?
Farkında değildim.
Meğer bir sonsuzluğa sarılmış kollarım,
Halbuki sonsuzluğu nasıl tutabilirim?
Yanılmışım korkularıma açılan kapılar
eşiğinde.
Bir sevgi nasıl anlatılır, bilmem.
Kaybetmeyi ezberlemiş bir yüreğin dilsizliğini
taşıdıkça da bilmeyeceğim.
Ama sayfalar yıpratır, kalemleri adınla
tüketirim istersen.
Peki, sen?
Saçlarımın karanlığını ağartmadan gelebilecek
misin?
Rozan Yücetaş
Comentarios