Deniz…
Köpükler, kuşlar, dalgalar
Cıvıltılar, çocuklar, balıklar
Denizdeyim…
Kulaklarımda gelip giden dalgalar dans ediyor
Sırtımda, saçlarımda, parmaklarımın arasında kayıp giden her damla
Denizdeyim…
Dönüyorum kollarımı savurarak; o tersine dönüyor.
Dalıyorum derinlerine
Yukarıdan bana güneşle beraber göz kırpıyor; “buradayım korkma” diyor, “keyfini çıkar”
Kıyıya oturuyor, kumların arasına ayaklarımı gömüyorum.
Gömdüğüm ayaklarımı bir yüzeye çıkarıyor, bir derinlere kaçırıyor.
Karanlık mavilerine dalıyorum. Sakladığı hazinelere ulaşmayı deniyorum.
Var gücümle tuttuğum nefesim ve tüm varlığıma karşılık kendimi üstünde süzülürken buluyorum…
Bir cesaret kıyıdan çok uzaklara gidiyorum. Bilinmezliğin bana sunduklarından korkarak ancak keyifli deneyimlerimi hatırlayarak.
Deniz işte!
Parmaklarım buruşuncaya,
Güneş kavuruncaya dek.
Onunlayım…
Her günümüz böyle değil mi?
Zorluklar, sorumluluklar, endişeler, gürültüler. Hepsi bir noktada kavuşacağımızı umduğumuz o huzur için değil mi?
Hayat bu değil mi?
Somutlaştırmaya kalksak ben deniz derdim hayatıma. Hem tanıdık, hem bir o kadar yabancı. Deneyimsizseniz sizi sürprizleriyle korkutabilir, şaşkına çevirebilir. Berraklığıyla büyüleyebilir. Arada bir öfkelenip içindeki çer çöpü yüzünüze vurabilir.
Elbet sakinler. Pek beklediğiniz huzuru size getirir…
Comments