top of page

Animasyon Dünyası'nın Renkli Kapıları


 

Selamlar herkese.


Bir film izlerken ne beklersiniz? Ben çok şey bekliyorum. Mesela beni mutlu etsin, hafif hüzünlendirsin, güldürsün. Yani bütün duyguları yaşatsın isterim. Bazen de hayal kurdursun. Hatta çoğunlukla hayal dünyamı beslesin isterim. Çünkü bizi biz yapan şey, hayal dünyamız değil midir? Animasyon dünyası gibi geniş bir dünyada bu söylediklerimi kolayca bulabilirsiniz.

'90'lı yıllara kadar sinemanın veya popüler kültürün bir parçası olmayan, hatta çoğu zaman "çizgi film" denilerek geçiştirilen animasyonların bugün yeni bir sanat dalı olarak kabul edildiği gerçek. Üstelik küçükken herkes “çizgi film” izlemiştir. Bunu kim inkâr edebilir ki? Gittikçe popülerleşen animasyonlar gün geldi gişe rekorları kırarken, “Ruhların Kaçışı” gibi Berlin Film Festivali’nde en büyük ödül animasyon bir filme veriliyor. Bu türdeki filmlere baktığımızda, eğleniyoruz, hüzünleniyoruz, yeri geliyor ağlıyoruz, bazen düşündürüyor, bazen ise size hiç umulmadık bir ders veriyor. En önemlisi de içimizdeki kahramana dokunuyor. Çocuk filmi gibi bir önyargıyla yaklaşmayın lütfen bu filmlere. Rengârenk dünyalarına dalıp, masalsı yolculuklar yapabilirsiniz. Hayal gücünüzün uç noktalarına dokunup, keyif alabilirsiniz. Kısaca animasyondan bahsetmek gerekirse; bilgisayar ortamında hazırlanan ve sadece dublaj sanatçılarının canlandırdığı filmlerdir. Birkaç resmin arka arkaya eklenmesi ile ortaya çıkan animasyon filmleri, günümüzde 2D ve 3D olmak üzere izleyici ile buluşmaktadır.


Küçük-büyük, yediden yetmişe herkesin severek izlediği tür olan animasyon dünyasına ait 6 filmi sizin için seçtim. Aslında bu olay bir arkadaşıma zorla animasyon filmlerini izletirken geldi. Sevdiğim şeyleri birilerine zorla yaptırmayı severim. Sevdiğim müziği, diziyi, filmleri izlesinler. Neden bir liste yapmıyorum? Dedim. Ne seçeceğimi de bilemedim. Çok şey eklemek istedim ama sınırlandırdım. Tamamen kendi zevkime göre seçtiğimi belirtmem gerekiyor sanırım. Yine de bayılacağınıza eminim.

“Hayal gücü, gerçeklikle savaşta tek silahtır.”

-Alice Harikalar Diyarı’nda


1) Inside Out (Ters Yüz, 2015, IMDb: 8.1)


İnsan duyguları üzerine yapılmış mükemmel bir animasyon. Riley’in doğumundan itibaren onunla beraber olan duyguları, babasının işinden dolayı taşındıkları San Francisco’da yeni hayatında biraz zorlanmasına neden oluyor. Neşe, korku, öfke, tiksinme ve üzüntüyü bir de onlar açısından görmek izleyenleri de farklı duygular arasında sürükleyecek. Bu karşıt duygular, Riley’in hayatını düzene sokmak için aralarında mücadeleye başlarlar. 5 temel duygu durumundan, Neşe, Üzüntü, Korku, Öfke ve Tiksinmeden yola çıkarak insan hayatının, anılarının ve kişiliğinin nasıl şekillendiğini, özetle ‘aslında içerde neler döndüğünü’ anlatan, keyifli bir animasyon senaryosu haline getirmişler. Mesaj vermek için uğraşmıyor gibi gözükse de alt metinde çok şey dönüyor. Tek amacı Riley’i mutlu etmek olan ‘Neşe’nin niyeti her ne kadar iyi olsa da, Üzüntü ile çıktığı macerada onun da öğreneceği yeni şeyler olduğunu görüyoruz. Hitap ettiği kitlesine mutluluğun yanı sıra üzüntü, korku, öfke ve nihayetinde tiksinmenin de insan bütünlüğünün bir parçası olduğunu fısıldayan yapım, yeri geldiğinde ağlamanın da yola devam etmek için önemli olduğunu hatırlatıyor. 88. Oscar’ın "En İyi Animasyon" filmini ve 73. Altın Küre Ödülleri'nde "En İyi Animasyon Film" ödülünü aldı. Başrolde duygularınızı görmek isterseniz şiddetle önereceğim bir film.


2) Finding Nemo( Kayıp Balık Nemo, 2003, IMDb: 8.1)


Kayıp Balık Nemo, Nemo isimli bir balığın başından geçenleri anlatıyor. Annesi ve binlerce kardeşini daha doğmadan kaybeden Nemo, babası Marlin ile yaşamaktadır. Her ebeveyn gibi Marlin, Nemo’yu her türlü kötülükten, tehlikeden korumak isterken, aslında ne kadar kötü bir şey yaptığının farkında değildir. Nemo ise içinde yaşadığı dünyaya, çevreye ilgi duyuyor haliyle. Bir iddia üzerine sandala dokunan Nemo, insanlar tarafından kaçırılınca maceramız başlıyor. Film aslında Marlin ’in oğlunu geri döndürmek için verdiği çabayı anlatıyor. Bu film dünyayı kasıp kavurdu. Herhalde izlemeyen yoktur. Sadece balıklara değil, okyanuslara ki dünyanın çok büyük bir kısmını kaplıyorlar, çok farklı gözle bakmaya başlayacaksınız. Küçük yaşta izlediğinizde öğrendikleriniz, büyük yaşta izlediğinizde öğrendikleriniz olacak. Çünkü Nemo filminde aslında, çevresel problemlere de değiniliyor fakat bunu küçükken göremiyorsunuz ve size tavsiyem büyüdüğünüzde tekrar izlemeniz. '' Kayıp Balık Dory '' isimli devamı niteliğinde, bu seferde Dory'nin hayatına odaklanmış bir devam filmi daha var. Kayıp Balık Nemo, 2004'te En İyi Canlandırma (animasyon) Filmi Oscar'ını da kazanmıştır. Animasyon sevenlerin kesinlikle izlemesini tavsiye edebileceğim, renkli, eğlenceli, komik ve macera dolu bir animasyon. İleride hafızanızı zorladığınızda rahatlıkla hatırlayabileceğiniz bir film izlemek istiyorsanız tam olarak aradığınız film bu.


3) Brave( Cesur, 2012, IMDb: 7.1)


Çıktığı yılın en iyi animasyonu olarak adlandırılan Cesur, kalplere dokunan bir hikâye. Özgün karakterler, görsel efektler, tatlı karakter tasarımlarıyla kendini oldukça öne çıkaran bir yapım. Cinsiyet ayrımcılığı, anne-kız ilişkilerine değinmesi de filmi diğerlerinden ayrı bir noktaya getiriyor. Konuya bakarsak, Eski İskoç Krallığı’nda geçen, mitler, lanetler gibi birçok geniş konuyla bezenmiş “Cesur”, Kral Fergus ile Kraliçe Elinor’un yönetiminden sıkılmış olan Prenses Merida’nın hikâyesini izliyoruz. Merida’nın ailesinden ve geleneklerden sıyrılıp ayrı bir yolu çabasını konu alıyor. Ata binmekten, rahat kıyafetler giymekten ve savaşmaktan hoşlanan bir prenses ile karşı karşıyayız. Bu tipik Disney Prenses’lerinden farklı tabi ki. Fakat üzerinde sürekli bir baskı var. Bir prenses gibi davranması gerekirken, Merida bu durumdan bunalmış gibi. Elinor’un Merida’yı evlendirmek istemesi artık sınırı aşmıştır. İki taraf da karşılıklı olarak birbirini değiştirmek istiyor. Bence her küçük kızın bu filmi izlemesi lazım. Çünkü bize dayatılan gerçekliği değil de, kendi seçtiğimiz ve bizi kabullendikleri yolda ilerlememiz lazım. Bu yolda da olduğumuz gibi olmalıyız. Kimsenin bizi değiştirmediği, değişmek zorunda olmadığımız bir yol. 85.Oscar Ödülleri’nde En İyi Animasyon Ödülü’nü kazandı. Aynı zamanda 70. Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Animasyon Ödülü’nü de kazandı. Büyüler, lanetler, fantastik dünyalar. Bize çok şey öğreten bu filmi izlemediyseniz, hemen şuan izleyin.


4) Coco (2018, IMDb: 8.4)


Hayatımın çok kötü bir döneminde izlediğim bu film beni saatlerce ağlatmıştı. Filmin konusu Meksika’da bir bayram olan Ölüler Bayramı’nın kutlanması sırasında geçiyor. Bu bayramda insanlar kayıplarını anıyorlar ve mezarlıktan evlerine kadar çiçekten yollar yapıyorlar. Ruhlar kolayca evin yolunu bulabilsin diye. 12 yaşındaki Miguel ise, hayranı olduğu müzisyen Ernesto de la Cruz gibi olabilmenin hayalleriyle yaşamaktadır. Onun soyundan geldiğini düşünmektedir. Ancak ailesinin müzikle ilgilenmesine yönelik anlaşılmaz bir yasağı vardır. Tuhaf olaylar sonucunda kendini Ölüler Diyarı'nda bulan Miguel, burada ailesinin mazisiyle ilgili gizli kalmış şeyleri öğrenecek, bir yandan da müzikteki yeteneğini ispatlamaya çalışacaktır. Coco aslında sıradan bir yolculuk ve kendini bulma, gerçekleştirme hikâyesi gibi gözükse de, içerdiği mesajlar ve sık sık başvurduğu göndermelerle birlikte bunun çok daha ötesine geçiyor. Renkli atmosferi, harika müzikleri ve neşeli karakterleriyle keyifli vakit geçirmek için bolca malzeme taşıyor. Hatta öteki dünya bile bir hayli renkli ve ilgi çekici. Yani minikleri rahatsız edecek ya da korkutacak pek fazla öğe yok. Coco çocukların yanında büyük izleyicileri de hedefliyor ve bunu eğlencenin yanında aile ve bağlılık gibi konular üzerinden yüreğinizi sızlatabilecek şekilde gerçekleştiriyor. Birini kaybetsen de onu sonsuza dek kaybetmediğini gösteriyor. Bence ölüm kavramını bize en basit şekilde anlatan bir yapım. National Board of Review tarafından 2017 yılının "En İyi Animasyon" filmi seçildi ve Critics 'Choice Film Ödülü ve "En İyi Animasyon" Filmi dalında Annie Ödülü'ne aday gösterildi. Ayrıca 75. Altın Küre Ödülleri'nde "En İyi Uzun Metrajlı Animasyon" Film ve "En İyi Orijinal Şarkı" ("Beni Hatırla") dallarında aday gösterildi. 2018 Oscar ödüllerinde "En İyi Animasyon" seçildi. Özellikle “Remember Me” şarkısı her duyduğumda beni duygulandırır. Dediğim gibi kötü bir dönemden geçerken bir arkadaşımın önerisiyle izlediğim bu film, beni o derin kederden çıkardı diyebilirim.


5) Soul ( 2020, IMDb: 8.1)


Ortaokul müzik öğretmeni Joe Gardner, bir jazz grubu ile birlikte çalışan jazz piyanisti olmanın hayalini kuruyordur. Bunun ardından ilk müzisyenlik deneyimini edinir. New York sokaklarında gezinen adam, birden bire kendini kanalizasyona düşerken bulur. Ancak burası aslında farklı bir dünyaya açılıyordur. Şimdi ise Dünya’ya nasıl geri döneceğini bulması gerekmektedir. Filme “Umut Dolu Bir Yapım” deniyor. Ayrıca bu filmin şöyle de bir özelliği var, ilk defa siyahi bir başrol görüyoruz animasyon dünyasında. Amerika’daki siyahi kültüründen izleri de görmek mümkün. Jazz müziği bunun başını çekiyor. Onun dışında, berberler, onların saç ve giyim tarzları örnek olarak sayılabilir. Hayatın her anını sevmemiz gerektiğini ve bu akışı kaçırmamamız gerektiğini anlatan yine duygusal bir yapım. Aslında gün içinde yaşadığımız ufak bir olaydan bile mutluluk duyabileceğiniz mesajlarını veren bu yapımı, kesinlikle tavsiye ediyorum.


6) Mulan( 1998, IMDb: 7.6)


Mulan birden fazla filme sahip bir animasyon. Live-action versiyonu birkaç sene önce vizyona girdi. Üzgünüm ama kesinlikle animasyon versiyonu çok daha iyi. Çin, film müzikal olmasın diye, filmi öldürmüş. Mulan gerçek bir hikâye. Çin’in en popüler hikâyelerinden biri denebilir. Film, babası yerine Çin ordusuna katılmak için erkek kılığına giren genç bir kızın, başından geçen maceraları konu edinmektedir. Hunlar yavaş yavaş Çin sınırlarına yaklaşmakta ve Çinliler her ailenin bir erkek ferdini Hunlar ile mücadele için orduya çağırmaktadır. Mulan’ın babasının erkek çocuğu yoktur bu yüzden kendinin gitmesi gerektir. Fakat babası hastadır. Böylece Mulan, evden kaçar erkek kılığına girer ve orduya katılır. Mulan’ın ordu içerisinde yükselişi, komutana duyduğu aşk ve eğlenceli yol arkadaşları ile birlikte nefretin çok da fazla barınmadığı bir animasyon filmi karşımıza çıkmaktadır. Özellikle bir yol arkadaşından bahsetmek isterim. Mushu. Mulan’ın ölmüş ataları tarafından Mulan’ı korumak için görevlendirilen Mushu, bir ejderha. Bence filmin en iyi karakteri. Mulan güçlü bir kadının evrimleşme hikâyesi. Cinsiyet algılarını da kırıyor. Filmin 1999 yılı Akademi Ödülleri’nde "En İyi Orijinal Müzik" kategorisinde aday olan müzikleri oldukça başarılıdır. Ayrıca bu animasyon filmin ikincisi de 2004 yılında çekilmiştir. Bu filmi Mushu karakteri için bile izlemelisiniz.


Belki de bir sonraki listede görüşmek üzere?



 

Comments


bottom of page