İnsanın sanal varoluşu ve sanal dünyadaki imajı gitgide fiziksel varlığının önüne geçiyor. Ancak; sanal karakterler için sanal giysi tasarlanmasından daha çarpıcı bir şey varsa o da gerçek insanların gerçekte var olmayan dijital giysiler satın almasıdır.
Bu yeni eğilimin adı da DİJİTAL MODA.
Şüphesiz korona salgını, tüm dünya için birçok şeyi değiştirdi. Bu değişikliklere yeme içme alışkanlıklarımızdan, sosyalleşmeye, gezme-tozma, iş ve giyinmeye kadar çok sayıda örnek verebiliriz. Moda, korona sonrasında en çok farklılaştığını hissedeceğimiz sektörlerden biri oldu. Zaten, teknolojinin ibresi uzun zamandır dijitalleşme yönünde sabitlenmişti. Modanın da bundan sonra izlemeye başlayacağı yol, yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Sanal defileler, 3D koleksiyonlar, avatar modeller ve daha fazlası…
Çeşitli moda tasarımcıları sadece dijital platformlarda giyilebilen kıyafetleri pazarlıyor ve 3D yazıcılardan kıyafetler basılıyor. Virüse karşı korunaklı kumaşlar, sadece mantar ya da çeşitli ağaç türlerinden üretilen kumaşlardan yapılmış tasarımlar çoktan alışveriş listelerine girmiş durumda...
Sanal defilelerde, sanal mankenler üzerinde sunulan tasarımlar, ileri teknoloji gözlüklerle izleyeceğiniz birer sanal şova dönüşecek. Hatta beğendiğiniz ürünleri tasarımcının koleksiyonundan yine sanal olarak deneyip, dilerseniz satın alabileceksiniz.
Sanal dünyada sanal defileler bizi bekliyorsa, modeller kimler olacak peki?
Sanal defilelerde boy göstermesini beklediğimiz modeller de baştan sona dijital tasarımlar olması bekleniyor. Ama bununla birlikte, bugün halihazırda Top Model olarak dünyaca tanınan ve sevilen modellerin, yüzlerinin de sanal dünyada bir yandan yer almaya devam edeceği düşünülüyor.
Böylece; evinizden bir ekrandan muhteşem bir moda şovunu izleyeceğiniz, ardından tasarımcının 3D özel showroom'una gidip tasarımları inceleyebileceğiniz, sanal karakterinizin üzerinde kıyafetlerin nasıl göründüğüne bakıp sonra da sipariş verebileceğiniz bir döneme adım atmış olduk.
Ünlü moda evleri bu yeni dünyaya adapte olmaya çalışırken bir yandan da yeni nesil 3D yazıcılar, evlerdeki diğer elektronik eşyaların yanında yavaş yavaş yerini almaya başlayacak. Günlük giysiler, artık kişinin kendi tasarımıyla ve kendi ev ortamında üretebileceği kadar kolay bir biçimde elde edilebilecek. Bu yönüyle moda sektörünün, tasarımcıdan üreticiye kadar geniş bir alanda değişeceğine ve birçok insanın kendini yaptığı işle birlikte baştan sona yenilemesi gerekmekte.
Peki insanlar neden somut olmayan ve giyemeyecekleri bir ürüne bu kadar para veriyorlar?
Dijital moda ürünleri üreten The Dematerialised‘ın kurucusu Karinna Nobbs, Web 3.0 teknolojisinin dünyayı değiştirme hazırlıkları devam ederken, özellikle dünya çapında gerçekleşen pandeminin tüm insanları etkilediğini vurguluyor; insanların artık mağazalara gidip kendileri için elbiseler denemektense, bunu metaverse’de yapmak ve sergilemek istediklerini söylüyor.
Dijital kıyafetler üretmenin en büyük avantajının ise, onların sınırsız olanaklar ile yaratılması olduğunu ifade ediyor ve bizlere şu soruları yönelterek cevaplıyor:
Eteğinizin alev almasını ister misiniz? Peki sudan yapılmış bir ayakkabı? Ya da hiçbir hayvana zarar verilmeden yaratılmış bir kürk mont? Bunlar artık mümkün.
Karinna Nobbs sözlerine şöyle devam ediyor:
Bu sektörde daha yapılacak çok şey var çünkü sektör çok yeni. Ancak; dijital modanın ve NFT’lerin potansiyeli o kadar yüksek ki; geleneksel moda yeni trende yaklaşarak kendisini geliştirmek zorunda kalacak, bu da herkes için iyi olacak.
“DİJİTAL MODA” noktasına nasıl geldik?
Dijital moda kavramı aslında çok da yeni değil. Örneğin; 'Bitmoji' 2016 yılında, kullanıcılarının avatarlarını Zac Posen, Alexander McQueen, Calvin Klein ve diğer üst düzey moda markalarından giydirmesine imkanı sağlamak için lüks moda mağazası Bergdorf Goodman ile iş birliği yaptı. Böylece; gerçek hayatta bu markaların tasarımlarını giyemeyen bir kullanıcı bile avatarını bunlarla giydirebildi. 2018’de, İskandinav perakende zinciri Carlings, Neo-Ex adlı ilk dijital giyim koleksiyonunu piyasaya sürerek bu eğilime katıldı. 19 parçalık bu koleksiyondaki parçalar düşük fiyatlı olarak satışa çıkarıldı.
Mayıs 2019’a geldiğimizde ise dünyanın ilk dijital moda evi olarak kurulan Hollanda merkezli The Fabricant’ın ortaya çıkışı oldukça çarpıcı bir gelişme oldu. Fin animatör Kerry Murphy, moda tasarımı öğrencisi Amber Slooten’ın tamamen dijital olan mezuniyet portfolyosundan ilham alarak 2018 yılında atmıştı bu şirketin temellerini. Sosyal medyayla yatıp kalkan bir dünyada, fiziksel görünüm üretmek zorunda kalmadan yeni görünümler üretmek gayet iyi bir fikir olarak görünmüş. Londra’da ki bir pop-up mağaza, şu anda dijital modanın ticari potansiyellerini test etmek için müşterilerini dijital giysiler denemeye teşvik ediyor. Tüketici, kullanmadığı/eski bir giysisi karşılığında dijital bir giysi alabiliyor.
Dijital moda eğilimi yükseliyor, yeni ve büyük bir pazar şekilleniyor. Elbette bu alıştığımız moda sektörünü dönüştürecektir. Öte yandan fiziksel olarak var olduğumuz sürece fiziksel giysi ihtiyacımız da sona ermiyor. Evrim (Transcendence) filmindeki gibi fiziksel bedenlere ihtiyaç duymadığımız, bilincimizi bilgisayarlara yükleyebildiğimiz bir noktaya gelirsek eğer o zaman başka tabii… Ancak insanlığın o derece ilerlediği bir noktada da dış görünüm odaklı olmak muhtemelen çok ilkel bir yaklaşım haline gelerek geçerliliğini kaybedebilir...
Comentarios